Yalnızca isminin oyun alanı olması, ne yazık ki söz konusu alanın çocuklara keyifli oyun imkânları sağladığı anlamına gelmiyor. Danimarkalı peyzaj mimarı C.T. Sorensen’in bir şantiyede saatlerce oynayan çocukları gözlemledikten sonra spesifik bir oyun alanı yaratmak için ilham alıyor. Ve bu yeni konseptini “macera oyun alanları” olarak adlandırdığı biliniyor. Sorensen 1943 yılında Danimarka’nın Emdrup şehrinde ilk macera oyun alanını inşa ediyor. Sorensen’in görüşüne göre çocukların oyun oynayacakları yerlerin sabit yapılarla karakterize edilmemesi ve olasılıklarla dolu, bitkileri hayvanları gözlemleyebilecekleri, toprakla oynayabilecekleri yerler olması gerekiyor.
Son yıllarda Danimarkalı tasarım firması Monstrum da tasarladığı şaşırtıcı ve neşeli oyun alanları ile beğeni topluyor. Monstrum genellikle bir hikaye ekseninde planlanan ve zengin detayları bulunan “tuhaf” fikirleri çocuk parklarında hayata geçiriyor. Monstrum’un tasarladığı oyun alanlarının çoğunda su ile ilgili temalara yer veriliyor. Örneğin İsveç’teki bir parkta çocuklar, sahile vuran 15 metre uzunluğundaki mavi balinanın midesine tırmanabiliyorlar. Monstrum tarafından tasarlanan oyun alanlarında doğal manzaralarla olduğu kadar hareketli gemi kazaları ile de karşı karşıya kalınabiliyor. Bunun en güzel örneklerinden birinin ise Moskova’daki bir oyun alanında batan kocaman bir gemi olduğu kabul ediliyor. Kopenhag’da bulunan ve Bermuda Şeytan Üçgeni adı verilen bir başka oyun alanında ise düşmüş bir uçak, batık bir kalyon ve çocukların keşfedebileceği bir balina bulunuyor. Bu tasarımların yanı sıra dünyanın pek çok yerinde farklı deneyimler sağlayabilecek oyun alanlarının olduğu biliniyor. Çocuk parkları için ilham alabileceğiniz değişik iş fikirlerini bir arada bulabileceksiniz.
Darling Quarter Playspace, Sydney / AVUSTRALYA
Gerçekten eşsiz ve işlevler olarak tanımlanabilecek oyun alanlarında, çevredeki manzaranın da bir oyun alanı haline getirilebilmesini sağlayan özel parçalar kullanıldığı biliniyor. ASPECT Studios’un Sydney’de bir oyun alanı meydana getirmek için yaptığı çalışmanın bu konsepti en uç noktaya taşıdığı kabul ediliyor. Kafe, restoran ve mağazalar ile çevrili olan oyun alanı aynı zamanda akarsuları, tepeleri, stilize kayaları ve kum gibi diğer doğa unsurlarını da içeriyor. Bu oyun alanında her yaştan ve her kesimden insanın ilgisini çekecek ping-pong’dan yogaya ve çocuk alanındaki aktivitelere kadar pek çok farklı seçenek bulunuyor. Sanatsal formu işlevle geliştiren, hareketli ve heyecan verici bu oyun alanında her yaştan çocuk kayma, koşma, tırmanma, gezme ve keşfetme fırsatını elde edebiliyor.
Kolle 37 Adventure Playground, Berlin / ALMANYA
Etrafta ellerinde elektrikli aletler ile dolaşan çocukların sayısı artıkça buna engel olmak için uygulanan çözümler de daha yaratıcı bir hale geliyor. Kolle 37’de çocuklar istediklerini söküp yeniden inşa edebiliyor ve böylece kendi oyun dünyalarını keşfedebiliyorlar. Çocukların projelerini ailelerine gösterebildikleri cumartesi günleri hariç bu oyun alanına yetişkinler giremiyor. Oyun ve eğitim alanında alanında uzman personeller, güvenliği ve çocukların kurallara uymalarını sağlıyorlar. Burada çocuklar korunmaya ihtiyacı olan insanlar gibi değil bir yetişkin gibi muamele görüyorlar. Çekiç, testere gibi araçları kullanarak alanı değiştirebiliyor, taşları oyup ateş yakabiliyor ve buldukları her tür materyali işleyerek taş ve ahşap kulübeler inşa edebiliyorlar. Bu alanda çocuklar hayal güçlerini kullanarak bir şeyler yaratabilmelerinin yanı sıra kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmek için mekanı kendi elleriyle değiştirebiliyor, verdikleri kararlar sonucunda kendi dünyalarını yaratma fırsatını elde edebiliyorlar.
Parc De Belleville, Paris / FRANSA
Ebeveynlerin Eyfel Kulesi manzarasının tadını çıkarabildikleri bu alanda, çocuklar için tasarlanmış ormanlık bir köy, değişik boyutlarda kule merdivenleri ve kızaklar yer alıyor. Paris manzarasına hayran kalacağınız şelaleler ve akarsulardan oluşan su parkuru ve panoramik bir bakış açısı bulunuyor.
Woods of Net, Hakone / JAPONYA
Hakone Açık Hava müzesindeki alan metal parçaların olmadığı tamamen ahşap kütüklerle monte edilmiş bir yapıdan oluşuyor. Yapının %100 geri dönüştürülebilir malzemeler kullanılmasının yanı sıra sökülebilir bir şekilde tasarlandığı biliniyor. Toshiko Hariuchi’nin tasarımı olan bu alanda, çocukların gezinmesi ve atlaması için tamamen elle örülmüş bir ağ yer alıyor. Devasa ağ binanın ortasından aşağıya sarkıyor. Tasarımda salıncaklar, minderler ve tüneller dahil olmak üzere çocuklara farklı deneyimler yaratacak farklı eklentiler de yer alıyor. File UV ışınlarına ve yağmura karşı da korunuyor. Çocuklar ağın içerisinde her bir arada oynayabiliyor, akrobatik hareketler sergileyebiliyor istedikleri gibi atlayıp zıplayarak saatlerce eğlenebiliyorlar. Yalnızca geleneksel ahşap birleştirme tekniklerinin kullanıldığı alan çocuklar için muhteşem bir oyun alanı olarak tanımlanıyor.
Parque Gulliver, Valencia / İSPANYA
Ünlü roman Gulliver’in Seyahatleri’nde yer alan ve baş karakterin, Liliput haklı tarafından bağlandığı sahneyi yaşamak isteyenler Parque Gulliver’de bu imkânı elde edebiliyorlar. Bu gerçeküstü oyun parkında hem çocukların hem de yetişkinlerin istedikleri her yere tırmanıp aşağı kayabilecekleri dev bir Gulliver’e benzeyecek şekilde inşa edilmiş olması ile hayranlık uyandırıyor. Yapıda masif gövdenin etrafına ve beton kıvrımlarına gizlenmiş çok sayıda merdiven ve çoklu kızak bulunuyor. Gulliver’in yüzeyi yumuşak ve zararsız malzemelerden yapılmış olması nedeni ile dikkat çekiyor. 70 metre uzunluğunda ve 9 metre uzunluğundaki modelin sakalında ve saçlarında kayılabilecek en dik alanlar yer alıyor. Parque Gulliver’de aynı zamanda mini golf, paten parkları, bisiklet yolları ve dev satranç tahtası da bulunuyor.
City Museum, St.Louis / Missouri
Şehir Müzesi simüle edilmiş mağaraların, sayısız kübik deliklerin, yeniden tasarlanmış endüstriyel döküntülerin ve zemin oluklarının yer aldığı bir labirent eğlence merkezi olarak her yaş grubundan insana sınırsız eğlence var ediyor. Deneyimli bir rehber eşliğinde bile tek bir ziyarette buradaki gizli hazinelerin hepsini görmek mümkün olamıyor. Şehir Müzesi, dünyanın en geniş ve en çılgın oyun alanı olarak inşa edildi. Sanatçıların ve mühendislerin yarattığı bu fantastik dünya, standart bir müzeden çok yetişkinlere yönelik bir oyun alanı izlenimi uyandırıyor.
Tumbling Bay Playground, Londra / İNGİLTERE
Londra 2012 Olimpiyat alanının yenilenmesinin bir parçası olan bu alanda, her yaş grubundan çocuğun duyusal deneyimlerinin geliştirilmesi için hem sert hem de yumuşak malzemeler kullanılarak bitki yaşam döngüsü hikayelerini anlatan karakteristik bir alan dikkat çekiyor. Çocuklar burada söğüt tohumlarını keşfedebiliyor, böcek avlayabiliyor ve ellerini istedikleri kadar kirletebiliyorlar. Tırmanma alanları sayesinde yüksek fiziksel aktivitede bulunabiliyorlar. Oyun alanının kuzeyinde kaya havuzları, kum çukurları, uzun ağaç evler, köprüler, kaydıraklar, salıncaklar ve koşulabilecek geniş alanlar bulunuyor. 2012 Londra Olimpiyatlar’nda kullanılan bir köprünün oluşturduğu boşluktan meydana gelen hareketli kırmızı tırmanma duvarı, oyun alanındaki en popüler yerlerden biri olarak kabul ediliyor.