Girişimcilik sınır tanımıyor. Dünyaya açılan girişimler göğsümüzü kabartıyor ve dünyanın ötesine uzanan girişimler ise hayal gücümüzü zorluyor. Şimdi ise sıra dünyayı değiştirecek girişimlerde. İşte daha iyi bir dünya için birbirinden yenilikçi fikirler!
1. Denizden Yakıt Elde Etmek
Thomas Hinderling yaşadığı zamanın ilerisinde biriydi. Nükleer fizikçi ve İsviçre Elektronik ve Mikroteknoloji Merkezi’nin CEO’su olan Hinderling güneş paneli adaları fikrinin sahibiydi. Ölümünden bir yıl önce eşi Christine Ledergerber-Hinderling ile Novaton’u kurdu.
Bütün dünya umarsızca petrol, gaz ve nükleer enerjinin peşindeyken Hinderling çoktan Güneş’in kudretine ikna olmuş ve güneş paneli adaları projesiyle sera gazı karbondioksiti denizden ayrıştırıp metanole dönüştürerek enerji elde etmeyi tasarlamıştı.
Hinderling’in hayali ölümünden bir yıl önce Novaton’la gerçeğe dönüştü. Şirketin kurduğu güneş paneli adalarından üretilen metanol gemilerle aracılığıyla taşınıyor. Ledegerber-Hinderling kurdukları ilk adanın binlerce hanenin enerji ihtiyacını karşılayabileceğini söylüyor. Dalgaların ve kasırgaların az görüldüğü Basra Körfezi, Güney Asya kıyısına ve Kuzey Avustralya gibi bölgelere yeni güneş paneli adalarının yapılabileceği öngörülüyor.
2. 1,600km Gidebilen Elektrikli Araç
Bundan 10 yıl önce Kaliforniyalı Steve Fambro işinden ayrıldı ve kendini dünyanın enerji verimliliği açısından en üst düzeydeki aracını yapmaya adadı. Ortaya çıkan Aptera adındaki araç, kanatları kırpılmış hafif bir hava aracını andırıyor ve ismini de “kanatsız” manasına gelen Yunanca sözcükten alıyordu.
Aracın hibrit versiyonu 100 km’de 0,78 litrelik bir yakıt ekonomisi sağlasa da bu durum şirketi batmaktan kurtaramadı. Fambro bu durumu şöyle açıklıyor: ” O dönemde zamanımızın çok ötesindeydik ve insanlar yüksek enerji verimliliğine sahip araçlara yatırım için henüz hazır değillerdi.”
Aradan geçen 10 yılda Fambro sebat etti ve çalışmalarına da devam etti. Şimdi “kanatsız uçağı” tekrar görücüye çıktı. Bu kez tamamen elektrikli bir motora ve 1600 km’lik bir seyahat mesafesine sahip. Bu mesafe Tesla, BMW ve Audi gibi önde gelen elektrikli araç üreticilerinin yarattığı modellerin yaklaşık üç katı.
Fambro sırrını şöyle açıklıyor: ” Daha azla daha fazla şey başarmak istiyoruz. Daha fazla mesafe, daha fazla güç, daha güvenli, daha eğlenceli ama daha az enerjiyle, daha az doğal kaynakla ve da az karbondioksitle”. 800 kg’lik aracın 2022 yılında seri üretime geçmesi amaçlanıyor.
3. Çevre Dostu Yoga Matları
Yoga yapmak için kullanılan matlar plastikten yapılıyor ve çok büyük bir ihtimalle zamanın içinde bir yerlerde Büyük Pasifik Çöplüğü’ndeki yerlerini alacaklar.
İki Nürnbergli, Anna Souvignier ve Sophie Zepnik, İsveç’in Malmö şehrinde Sürdürülebilirlik Yönetimi üzerine eğitim alırken kullandıkları yoga matlarının hiç “sürdürülebilir” olmaması durumunu fark etmişler. Online araştırmalarından bir sonuç elde edemeyince kendi “çevre dostu” matlarını yaratmaya karar vermişler. Doğal kauçuk temini yağmur ormanlarını mahvederken pamuk ise çok fazla suya ihtiyaç duyuyor. İkili de düşünmüş taşınmış ve çözümü sorunun kendinde bulmuş: Atıklar.
Hejhej matları geri dönüştürülen atıklar kullanılarak üretiliyor ve her bir mat 1,5 kg atığı kurtarıyor. Matlar eskidiğinde tekrar Hejhej firmasına gönderilerek geri dönüştürülüyor ve yepyeni bir yoga matı olarak yaşam döngüsüne devam ediyor.
4. Alerjiye Elveda
Bazen en basit fikirler en iyi çözümleri getirir. 10 yıl önce Zürih Üniversite Hastanesi’ndeki bir grup araştırmacı kedi alerjisine dair çalışmaları esnasında basit bir fikri denemeye karar verdi. “
Alerji araştırmaları çok zor ve insanlar üzerinde çok çeşitli sonuçlar verebiliyor.” diyor Martin Bachmann. Bu sebeple araştırma ekibi çözümü insanlar yerine kedilerde aramayı önerdiğinde Bachmann bu fikre mesafeli durmamış.
İnsanlarda alerjik reaksiyona neden olan şey düşünülenin aksine kedi tüyü değil. Kedi vücudunun ürettiği ve yoğunlukla kedi salyasında bulunan bir protein. Kediler kendilerini temizlediklerinde bu protein tüylerine geçiyor ve sonra havaya karışıyor. Alerji mağdurlarının çilesi de burada başlıyor.
Bachmann, aşı yoluyla bu proteinlerin kedilerin vücudunda kalmasını sağladıklarını ve dolayısıyla havaya karışmasını engellediklerini belirtiyor. Yapılan testler olumlu ilerlerken aşının 2022 yılında piyasaya sunulacağı düşünülüyor.
5. Çiftçiler İçin Katma Değer
Gana’da 800.000 kişi kakao üretiminde çalışıyor. Bu durum Gana’yı dünyanın en büyük ikinci kakao üreticisi yapıyor. İsviçreli Anian Schreiber da Gana’da güneş enerjisi üzerine çalışırken kakao çiftçilerini izliyor ve bir fikir buluyor.
Schreiber, Benjamin Kuschnik ve Michael Acquah’la birlikte çiftçilerin kakao meyvesinin çekirdeklerini topladıklarını ve meyvenin geri kalanını attıklarını fark ediyor. Halbuki atılan kısımların suyu sıkılarak bir içecek üretilebilir ve çiftçilere katma değer yaratılabilir diye düşünüyorlar. Tamamen doğal ve egzotik bir içecek olan Koa bu şekilde ortaya çıkıyor.
Tropikal ormanlarda böyle bir üretim yapılmasında temel bir problem var. O da meyvenin gövdesinin toplandıktan hemen sonra işlenmesinin yani suyunun sıkılmasının gerekmesi. Çözüme ise Zürih Üniversitesi’nin iş birliğiyle geliştirilen güneş enerjili pres makinesiyle ulaşılmış. 2017’de günde sadece 11 litre üretim yapılırken bugün bu rakam 100 katına çıkmış ve çiftçiler de bu yeni projeye ilgi göstermeye başlamış.
6. Yeni Bir Yöntem
Selenyumun bağışıklığı artırdığı ve kanser hücrelerini yok ettiği biliniyor. “Bu nedenle selenyum bileşiklerini ayrıştırarak sitotoksik numuneler geliştiriyoruz.” diyor Doris Ribitsch. Hedef ise sağlıklı hücrelerin de zarar gördüğü kemoterapinin aksine sadece hastalıklı hücreleri ortadan kaldırmak.
Laboratuvar aktif selenyumu tümörlere nanopartiküllerle tranfer etme üzerine çalışmalarını sürdürüyor. Bu yöntemin özellikle göğüs kanserinin tedavisinde kullanılabileceği düşünülüyor.
7. Sonsuz İletişim
Doğanın derinliklerine gittiğinizde genelde telefonunuzun çekmediğini fark edersiniz. Peki acil bir arama yapmanız gerekse ve telefon sinyaliniz yoksa ne yapacaksınız? Genelde profesyoneller uydu telefonları kullanıyorlar. Ancak bu oldukça pahalı bir seçenek. Bivystick bu soruna çare olmayı amaçlıyor. CEO Pitt Grewe şöyle açıklıyor: “Her doğa sporcusunun cebinde satın alabileceği bir uydu telefonu olsun istedik.”
Bivystick bu iş cep telefonunuzu kullanıyor. Uydu telefonların yarı fiyatına mal olan bu sistemde, Bivystick aparatını bluetooth marifetiyle telefonunuza bağlıyorsunuz ve özel uygulamayı kullanarak dünyanın neresinde olursanız olun uydu sonsuz iletişime geçebiliyorsunuz.
Fikirden gerçeğe…
Romanya’da bir antropoloji öğrencisinin kurduğu hayalle başlayıp Red Bull Futur/io desteğiyle bir kısa filme dönüşen Spark’ta 2049 yılında nasıl enerji yaratacağımız fikrinden yola çıkılıyor. Türkçe altyazı seçeneğiyle hemen aşağıda izleyebilirsin.
https://www.redbull.com/tr-tr/theredbulletin/daha-iyi-bir-dunya-icin-7-yenilikci-fikir