Akıllı bir minyatür sera ile kendi kendini temizleme özelliğine sahip bir akvaryumdan oluşan Ecogarden, tüm yıl boyunca çeşitli taze otlar ve sebzeler yetiştirilmesine imkân veriyor. Bitkilerin büyümesini kolay, eğlenceli ve herkesin erişebileceği bir hale getirmeyi hedefleyen Ecogarden, tohumdan hasada kadar olan tüm sürecin takip edilebilmesini, uzaktan izlemeyi ve kontrol edebilmeyi takip edebilmek için oluşturulmuş akıllı sistemlerle donatılmış bir ürün olarak dikkat çekiyor.
Ecogarden Nasıl Çalışıyor?
Tepesinde entegre bir mini sera bulunan akıllı akvaryum Ecogarden’ın temelinde, eşsiz bir yetiştirme yöntemi olarak tanımlanan Aquaponics yer alıyor. Balık atıklarını bitkiler için besin kaynağı olarak kullanan eski bir yetiştirme yöntemi olan Aquaponics metodunda, bitkiler doğal olarak balıklara dönen suyu filtreliyor. Balık atıkları ise doğal olarak yararlı mikroplar tarafından organik bitki gübrelerine ayrılıyor. Böylece bitkilere ihtiyaç duydukları besin sağlanmış oluyor. Bu akvaryumu temizlemenin doğal ve etkili bir yolu olmanın yanı sıra bitki ve balıkların simbiyoz içinde yaşadığı kendi kendini idame ettiren etkin bir ekosistem yaratılmasını sağlıyor. Bitkiler hem altındaki akvaryumun suyundan hem de akıllı LED ışıklardan beslenebiliyorlar. Böylece siz balıkları, balıklar bitkileri, bitkiler de sizi beslemiş oluyor.
Kullanıcıların hem balıkları beslemeyi hem de bitkileri sulamayı düşünmesine gerek kalmıyor çünkü Ecogarden her ikisini de yapıyor. Entegre sensörleri ve yenilikçi teknolojisi ile bu işlevleri yerine getirebildiği gibi kullanıcının talimatlarına göre de hareket edebiliyor. Ecogarden’ın üreticileri gelecek nesiller için daha iyi ve sürdürülebilir bir dünya yaratabilmeyi hedefliyor. İnsanların doğayla olan bağlarını güçlendirmelerine ve yaşam tarzlarını geliştirmeye katkı sağlamak için çalışıyor ve insanların nüfus artışı ve şehir yaşamı nedeni ile doğadan ve yararlarından uzak kalmasını engellemeyi temel ilkeleri olarak kabul ediyorlar. İnsanları doğayla yeniden birleştirmek için de teknolojiyi ve doğayı mükemmel bir şekilde birleştirip doğayı insanların evine taşıyorlar.
Herkesin rahatlıkla kullanabileceği şekilde tasarlanmış olan Ecogarden, birkaç basit adım izlenerek kurulabiliyor. Ecogarden, SMART LED Grow ışığı ve sensörleri sayesinde bitkinin büyümesini ve enerji verimliliğini optimize etmek için ışık yoğunluğunu, ölçülebilen ortam ışığına göre otomatik olarak ayarlayabiliyor.
Hem Android hem iOS ile uyumlu olan Ecobloom uygulaması ile kullanıcılar, ekosistemlerinin önemli değerlerini izleyebiliyorlar. Otomatik besleyici ile istenilen zamanda beslenmek üzere ayar yapabiliyorlar. Ecogarden Wi-Fi’ye bağlanabiliyor böylece kullanıcı her yerden ekosistemini yönetebiliyor. Ecogarden Amazon Alexa ve Google Asistan’ı da destekliyor ve bu sayede kullanıcılar, sistemi uzaktan sesli komut vererek de kontrol edebiliyorlar.
Doğanın biyolojik filtrasyon gücünü ekstra süngerler ve su pompası ile bir araya getiren Ecogarden’da su standart akvaryumlara oranla çok daha temiz oluyor ve bakım ihtiyacı da büyük ölçüde azalıyor. Ancak, arada sırada su değişimi yapılması ekosistemin dengelenmesine katkı sağladığından kullanıcıların ayda bir %20 oranına denk gelecek şekilde su değişimi yapması öneriliyor. Ecogarden’in depoladığı 24 litre su, pek çok balık türü ve suda yaşayan diğer hayvanlar için yeterli geliyor.
Ecogarden Bulunduğu Ortamda Yer Alan Kişilere Pek Çok Katkı Sağlıyor
Yapılan araştırmalara göre doğa ile olan bağın güçlenmesi insanların hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı üzerinde pozitif etki yaratıyor. Bitkilerin yer aldığı ortamlarda bulunmak ise insan hafızasını %20 oranında artırıyor. Bitkiler aynı ortamda bulunan insanların zihinlerini uyararak performanslarının ve zihin sağlıklarının artmasında etkili oluyor.
İnovasyon harikası bir ürün olan Ecogarden, evlerin, ofislerin ya da istediğiniz bir mekânın içerisinde minimalist görüntüsü ve eşsiz tasarımı ile de göz dolduruyor. Tasarıma katkıda bulunan ürün yemeklerinizde, kokteyllerinizde ya da dilediğiniz yerde kullanabileceğiniz taze otlar yetiştirmenizi de sağlıyor. Ecogarden’da yıl boyunca altı bitki yetiştirebilirsiniz ya da tazeliklerini koruyabilmek için satın aldığınız bitkileri sisteme yerleştirebilirsiniz.
Bitkilerin Dekorasyonda Kullanılması Son Dönemin Trendleri Arasında Yer Alıyor
En basit şekli ile minyatür bir ekosistem oluşturan, bitki ve toprak içeren cam bir kap olan teraryum, mini bir sera olarak da düşünülebiliyor. Bitkilerin yetişebileceği kadar açıklık sağlayan cam kaplarda yetişen dekoratif bahçeler, kendi kendilerine yeten küçük bahçeler olarak kabul ediliyor.
Kapalı teraryumlar, bitkiler için eşsiz bir yetişme ortamı sağlıyor. Cam, güneş ışığını filtrelediğinden ve ısınan kap, suyun geri dönüşümünü sağlayan koşulları yarattığından nemin korunması için tutarlı bir sıcaklık sağlanabiliyor. Toprak ve bitkiler suyu buharlaştırıyor. Kapalı teraryumda bu nem kaçamadığı için camda toplanıyor, toprağa ve bitkilere geri damlıyor. Sonuçta da cam içerisine hapsoldukça kendi kendine yeten bir ortam oluşuyor. Bununla birlikte tamamen kapalı olan teraryumlarda, aşırı nemin alınması için teraryumun hafta bir açılması gerekiyor.
Orkideler, eğrelti otları, yosunlar kapalı teraryumlar için daha uygun bitkiler olarak kabul ediliyorlar. Teraryumlar evlerinde bitki yetiştirmek isteyen kişiler tarafından, eşsiz büyüme ortamları ve güzel görünümleri nedeni ile sıklıkla tercih ediliyorlar. Aslında teraryumun ilk popülerliği 1970’li yıllara kadar dayanıyor. Ardından popülerliğini kaybetse de son birkaç yılda kaybettiği popülerliğini yeniden kazanmaya başladığı görülüyor. Günümüzde insanlar doğanın ve bitkilerin fiziksel ve zihinsel sağlık üzerinde ne kadar etkili olduğu konusunda büyük bir farkındalık taşıyorlar. Gündelik hayat nedeni ile bu bağlantıyı sağlamakta zorlanan kişiler ise iç mekân bitkileri ile aynı etkiyi yaratmayı hedefliyorlar.
Aynı sebeplerden dolayı Zen bahçelerinin de popülaritesinde bir artış olduğu görülebiliyor. Zen bahçeleri, kayalı bahçe türlerinden olup genelde kum, taş ve kayalardan oluşuyor. Bakımının ve devamlılığının sağlanması oldukça kolay olan Zen bahçeleri aynı zamanda hem iç hem dış mekânda kullanılabiliyor ve inanılmaz güzellikte manzaralar yaratıyor. Dinlendirici ve yenileyici etkisi nedeni ile Zen bahçeleri, trafik, kalabalık, stres, iş yoğunluğu, teknoloji gibi ruh sağlığımız üzerinde olumsuz etkilere yol açan faktörlerden arınmamızı ve kendimizi yenilememizi sağlayabiliyor. Pratik bir uygulaması olduğundan kimi zaman bahçelerde, balkonlarda ya da oturma odalarında karşımıza çıkabiliyor. Evlerinde Zen bahçesi oluşturabilecek kadar alana sahip olmayan kişiler ise mini Zen bahçelerini tercih edebiliyorlar. Böylece evlerinde ya da ofislerinde sıra dışı bir doku ile mükemmel bir aksesuar yaratabiliyorlar. Bu arada Zen bahçeleri özellikle meditasyon ile ilgilenen kişiler için de vazgeçilmez yaşam alanları arasında yer alıyor. Dış mekanlardaki Zen bahçelerine eklenen havuz ve çeşmeler ile elde edilen su sesi Zen bahçesinin harika bir meditasyon alanına dönüşmesine katkıda bulunuyor.