Pek çok farklı kategoride yüzlerce yabancı dizinin olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda zaman zaman hepimiz izleyeceğimiz diziyi seçmekte zorlanabiliyoruz. Tabii bir de yaptığımız seçimde şansımızın yaver gitmemesi durumu söz konusu olabiliyor. Bu nedenle biz de izleyecek yabancı dizi bulamayanlara belki yardımı olur diyerek gelmiş geçmiş en iyi 30 yabancı diziyi bu listede sizlere sunmak istiyoruz.
Planet Earth II (2016)
Hans Zimmer’in müzikleri ve David Attenborough’nun olağanüstü seslendirmesi ile ön plana çıkan bu doğa belgeselinin başarısının en büyük sırrı belki de olağanüstü çekimlerinden kaynaklanıyor. Dünyanın en iyi belgeseli olarak kabul edilen Planet Earth II’de benzersiz bir teknoloji ve çekim teknikleri kullanılıyor. 40 farklı ülkeye yapılan 117 çekim gezisi sonucunda 3 yılda tamamlanan Planet Earth II tüm dünyada en çok ses getiren belgesel olarak kabul ediliyor. Doğayı ve hayvanların dünyasını keşfetmek isteyen herkesin baştan sona görsel bir şölen olan belgeseli mutlaka izlemesini öneriyoruz.
Planet Earth (2006)
BBC yapımı doğa belgeseli dizisi olan Planet Earth, David Attenborough’nun seslendirmesiyle 64 farklı ülkede 4 yıl boyunca çekilen bu destansı belgesel adeta doğanın şaşırtıcı çeşitliliğini kutluyor. Dünyanın en popüler belgesel serilerinden biri olan Planet Earth 11 bölümden oluşuyor. Sıra dışı görüntüleri kaliteli bir şekilde ekranlara yansıtan belgesel, izleyicilere kendi gözleri ile görme şansını asla elde edemeyecekleri görüntülere tanık olma fırsatını sunuyor. Bir yandan da doğanın insanlar olmadan kendi başına ne kadar sakin ve huzurlu olduğunu gözler önüne sererek insanoğlunun doğaya verdiği zararı sorgulamasını sağlıyor. Dünyamızın Eko sisteminin nasıl işlediğini mümkün olabilecek en ilgi çekici ve estetik şekilde sunan Planet Earth herkesin izlemesi gereken yapımlar arasında bulunuyor.
Kardeşler Takımı (Band Of Brothers – 2001)
Airborne Rangers denilen paraşütçülerin 2.Dünya Savaşı’nda üstlendikleri rolleri “easy company” olarak adlandırılan 101.Hava İndirme Bölüğü’nü konu alarak anlatan dizi bir belgesel niteliği de taşıyor. 2.Dünya Savaşı ve savaş türündeki yapım meraklılarının asla kaçırmaması gereken Kardeşler Takımı, bölüğün askerleri arasında oluşan bağların kardeşlikten de öte olduğuna dikkat çekiyor. Kardeşler Takımı ayrıca kahraman filmlerine alternatif olan gerçekçi anlatım tarzı ile izleyicisini derinden sarsıyor. Müziklerini Michael Kamen’in yaptığı dizi oyuncu seçimlerinden kurgusuna, konusundan işleyişine ve barındırdığı küçük ama son derece gerçekçi detaylara kadar 2.Dünya Savaşı’nın Avrupa cephesinin sonlanması hakkında çekilen en güzel yapım olarak adlandırılmayı fazlası ile hak ediyor.
Breaking Bad (2008)
2013’te yayınlanan beşinci sezonu ile ekranlara veda eden Breaking Bad, televizyon tarihinin fenomenleri arasında yer alıyor. Suç draması türünün belki de en iyi örneği olan dizi aslında sıradan bir adam olan Walter White’ın azılı bir suçluya dönüşmesinin hikayesini anlatıyor. Breaking Bad her biri incelikle oluşturulmuş karakterleri arasındaki ilişkileri son derece vurucu bir şekilde ilerletiyor. Dizi hem Walter White’ın akciğer kanserini yenip yenemeyeceği hem de yasa dışı işlerinde yakayı ele verip vermeyeceği soruları ile her bölümünde izleyicinin dikkatini üzerinde tutmayı başarıyor. Bir dehanın suç dünyasına girmesi durumunda yaşanacakları soluk kesici bir şekilde aktaran Breaking Bad, başkarakteri üzerinden insanların doğasında var olan kötülüğün ya da karanlık yönlerin çeşitli motivasyonlarla açığa çıkabileceğini de kanıtlıyor.
Çernobil (2019)
1986 yılında Ukrayna’nın Çernobil şehrindeki Vladimir I. Lenin Nükleer Santrali’nde yapılan deney esnasında dünyanın en büyük felaketlerinden birinin yaşandığı tüm dünya tarafından kabul ediliyor. Çernobil dizisi de 31 kişinin ölümüne, çoğu ölümle sonuçlanan binlerce kanser vakasına ve civar bölgelere de büyük ölçüde radyasyon yayılmasına neden olan bu faciayı en etkileyici şekli ile anlatıyor. Johan Renck’in yönetmenliğini yaptığı ve 2019’un en iyi yapımı olarak gösterilen mini dizi 5 bölümden oluşuyor. Çernobil; başarılı performansları ile sivrilen oyuncu kadrosu, hikayenin anlatımı ve insanın suratına tokat gibi çarpan sahneleriyle şimdiye kadar yapılmış Çernobil faciasını konu alan tüm diziler arasında ön plana çıkmayı başarıyor.
Blue Planet II (2017)
BBC’nin başyapıtlarından biri olan bu 7 bölümlük doğa belgeselini yine akla gelen ilk isim olan David Attenborough seslendiriyor. Bu belgeselde yeni keşfedilmiş ve daha önce görüntüleri hiç yayınlanmamış olan yeni canlılar da yer alıyor. Blue Planet’in çekimlerinin okyanusa düzenlenen 23 sefer, denizler üzerinde geçirilen 1500 gün ve denizaltında geçirilen binin üzerinde saat ile tamamlanmış olması verilen emeğin boyutları hakkında bir fikir edinmemizi sağlıyor. İnsanoğlunun doğadaki diğer canlılar üzerine yarattığı yıkımı da gözler önüne seren Blue Planet II daha fazla geç olmadan bu gidişe bir dur dememiz için bizleri etkileyici bir görsellikle uyarıyor. Kesinlikle bir başyapıt olan Blue Planet II izleyicilerini dünyanın ruhuna tanık olmaya davet ediyor.
The Wire (2002)
5 sezon ve 60 bölümden oluşan The Wire’ın her sezonunda birbirinden farklı konular işleniyor. İlk sezonda uyuşturucuya, ikinci sezonda sendikaya ve işçilere, üçüncü sezonda politikaya, dördüncü sezonda eğitim sistemine, beşinci sezonda ise medyaya değiniliyor. Bununla birlikte ana konular değişse de konuda tamamen değişiklik olmadığı görülebiliyor. Tüm olaylar Baltimore’da yaşanıyor ve dizideki karakterler farklı sezonlarda izleyicinin karşısına çıkabiliyor. Dünyanın her yerinde yaşayan insanların karşı karşıya gelebilecekleri olayları konu alsa da The Tire senaryosuyla ve kurgusuyla izleyicilerini kendisine bağlamayı başarıyor. Hayallerine ulaşabilmek için insanların neler yapabileceğine ve ne tür değişimler geçirebileceklerine dair örnekler barındıran dizi, insanlığı kötülüğe iten temel sebeplere değinirken izleyicilerine aynı anda birden farklı duyguyu da yaşatmayı sürdürüyor.
Taht oyunları (Game Of Thrones – 2011)
George R.R. Martin’in eserinden uyarlanan Taht Oyunları tüm dünyada en yüksek popülariteye ulaşan diziler arasında yer alıyor. Eddard Stark’ın tahta geçmesi ile birlikte kendini içerisinde bulduğu taht oyunlarını ve entrikaları anlatan dizinin her bölümü sürprizlerle dolu olup klişelerden sonuna kadar uzak durmayı biliyor. Yaratılan müthiş derecede detaylı evren , özgün karakterler, karakterlerin işleniş şekli, sıra dışı kurgusu, sinematografisi ve senaryosu ile tüm zamanların en iyi dizilerinden biri olan Taht Oyunları ayrıca yüksek bütçesi ile de dikkat çekiyor. İlk bakışta fantastik türde nitelendirilebilecek olan dizi aslında birden fazla derinliğe sahip bulunuyor. Tüm zamanların en çok izlenen dizilerinden biri olan Taht Oyunları’nı eğer hala izlemeyen kaldıysa izlenecek diziler listesinde ilk sıraya almalarını öneriyoruz.
Our Planet (2019)
Planet Earth’ün devamı niteliğindeki yapımın yönetmenliğini Planet Earth ve Blue Planet’te de imzası bulunan Alastair Fothergill üstleniyor. Seslendirmesini ise David Attenborough yapıyor. Muhteşem görüntüleri ile dikkat çeken Our Planet, gezegenimizin en hayret verici ve eşsiz yanlarını ekranlarımıza taşıyor. 7 kıtadaki 50 ülkede yapılan 4 yıllık çalışmalar sonucunda hazırlanan Our Planet, izleyicilerini Güney Amerika’nın ormanlarından okyanusların derinliklerine Afrika’nın çöllerinden Kuzey Kutbu’na kadar uzanan bir yolculuğa davet ediyor. Bugüne kadar doğal yaşamı temel alarak çekilen tüm belgesellerden daha kapsamlı ve net olan Our Planet, insanların doğal yaşam üzerinde yarattığı yıkıcı etkinin vicdani sorumluluğunu hissetmesinde de çarpıcı bir rol oynuyor.
Cosmos A Space – Time Odyssey (2014)
Evren hakkında izleyicinin ufkunu genişleten, merakını artıran bu belgesel bilimin günümüzde ulaşmış olduğu bilgi birikimini anlaşılabilir bir dille izleyicisi ile paylaşıyor. Ünlü astrofizikçi Neil Degrasse Tyson’ın sunumunu yaptığı belgesel, Carl Sagan’ın 1980’deki programını yeniden başlatmış oluyor. 13 bölümden oluşan bu belgesel bilime ilgi duyan ancak bu konuda yeterli bilgi birikimine sahip olmayan sıradan insanları hedefliyor. Evren ve dünya hakkındaki en güncel bilgileri ve teorileri paylaşan Cosmos A Space – Time Odyssey, evrenin oluşumu, insanoğlunun evrendeki yeri, dünyada hayatın başlangıcı, bilim tarihi ve evrim gibi konulara odaklanıyor. Böylece izleyicilerin kendilerini hem kainatın geri kalanına hem de şu anki yaşamlarına bağlayan konular ile bir bağ kurmasını sağlıyor.
Cosmos (1980)
Carl Sagan tarafından yazılan ve sunulan Cosmos evrenin oluşumundan günümüze kadar olan zamanı özetliyor. Bilimsel düzeydeki çalışmaları halkın seviyesine indirerek kendilerine açıklamayı amaçlayan Cosmos’un daha sonra daha detaylı şekli ile bir kitap olarak da yayınlandığı biliniyor. Cosmos’un başarısı bilim için fenomen hale gelen pek çok konuya değinen Carl Sagan’ın bunu yaparken kullandığı müthiş benzetmeler sayesinde halk için anlaşılabilir kılmasından kaynaklanıyor. Galaksileri, yıldızları, gezegenleri, evreni, uzayı, nebulaları, pulsarları ve kuyruklu yıldızları olduğu kadar evrim, hücre, organik moleküller, atom ve molekül konularını da ayrıntılı olarak inceleyen Cosmos, insanın keşfetme güdüsünü tetikleyen bir belgesel olarak da dikkat çekiyor. Belgesel; Carl Sagan’ın sakin ses tonu, kullanılan ses efektleri ve görseller sayesinde hazırlanışının üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen hala büyük bir izleyici kitlesine hitap ediyor.
Rick And Morty (2013)
Son yıllarda yayınlanan en kaliteli ve eğlenceli çizgi diziler arasında yer alan Rick And Morty, zekice göndermeleri ile hayranlık uyandırıyor. Kurgusu ve kara mizah unsurları ile izleyicisini avucunun içine alan Rick And Morty, bir bilim – kurgu dizisi olmasının ötesinde izleyicilerine yönelttiği incelikli felsefi sorular ile hayattaki yerlerini sorgulamalarını da sağlıyor. Rick And Morty, uyuşturucuya ve cinselliğe yönelik açık göndermeleri nedeni ile çocuklara uygun olmayıp yetişkinler için çizgi film olarak adlandırılabiliyor. Sağlam bir bilim – kurgu olan Rick And Morty popüler kültür öğelerine yaptığı sağlam göndermeler ile de dikkat çekiyor. Hayal gücü sınırlarını zorlayan olay akışları ve beklenmedik diyalogları izleyicinin aklını karıştırırken her bölümde yansıtılan duygusu bire bir hissetmelerini ve her bölüme dahil olmalarını sağlıyor.
Avatar: Son Hava Bükücü (2005)
Dört elementin yöneticisi olan Avatar Aang ve arkadaşlarının dünyayı acımasızlığı ile tanınan Ateş Kralı’ndan kurtarmak için çıktıkları macerayı konu alan dizinin senaryosu bir kitap serisi olarak yazılmış olup her sezon bir kitaptan oluşuyordu. Son yılların en sürükleyici animasyonlarından olan Avatar: Son Hava Bükücü, kurgusu, karakter tasarımları ve arka planları ile göz dolduruyor. Dizinin kurgu dünyasında insanların yanı sıra doğaüstü ruhlar ile fantastik hayvanlar da bulunuyor. Ayrıca hayvanların da genelde iki hayvanın birleşiminden oluşmuş olduğu göze çarpıyor.
Soprano Ailesi (1999)
James Gandolfini, Lorraine Bracco, Edie Falco ve Michael Imperioli’nin başrollerini paylaştığı 90’ların efsane dizisi bir mafya liderinin ve ailesinin hayatını anlatıyor. Gerçekçi ve kaliteli bir senaryoya sahip olan Soprano Ailesi, oyuncularının performansının da katkısı ile tüm zamanların en iyi dizilerinden biri olarak kabul ediliyor. Dizi aynı zamanda tamamen kendine özgü bir espri anlayışı barındırıyor. Tipik mafya dizilerinden farklı olarak ilk kez bir mafya liderinin ailesi ve sosyal hayatıyla ilgileniyor olması dizinin büyük bir kitle tarafından sevilmesinin nedenlerinden biri olarak kabul ediliyor. Tabii bunda dizinin aşırıya kaçmayacak şekilde dozunda espri unsurları içermesinin etkisini de göz ardı etmemek gerekiyor.
Savaşan Dünya (1973)
Laurence Oliivier’nin anlatıcısı olduğu 26 bölümlük televizyon belgeseli konusunu 2.Dünya Savaşı’ndan alıyor. Yapımı dört yıl süren belgesel, 2.Dünya Savaşı ile ilgili en iyi belgesellerden biri olarak kabul ediliyor. Pek çok film kesitinin ve röportajın yer aldığı Savaşan Dünya; müzikleri, kurgusu ve içerdiği tarihi belgeler ile tarihsel açıdan da en önemli yapımlar arasında yer alıyor. Belgesellerin bir kısmının düştüğü yanılgıya düşmeyen Savaşan Dünya, sıkıcı ve didaktik bir anlatım tarzı benimsemek yerine görgü tanıklarının fikirleri ile gerçek film kesitlerine yer veriyor. Ayrıca Laurence Olivier’nin yaptığı yorumlarda da eleştiriden kaçınılmadığı açıkça gözlemlenebiliyor.
Life (2009)
BBC tarafından hazırlanan belgesel serisi sıra dışı canlılar ve sıra dışı davranışlarla hayatı yeniden keşfetmek isteyenleri keşif ve heyecan dolu bir yolculuğa ortak ediyor. Nasıl çekim yapıldığına dair ayrıntıların paylaşılmış olması da belgesele ayrı bir güzellik katıyor. 10 bölümlük seride 130 hikayeye yer veriliyor. Dünya üzerindeki canlı çeşitliliğini ortaya koyan Life’ın çekimleri esnasında kullanılan saniyede bin kare çekim yapabilen kameraların etkisi ile muhteşem görüntüler izlenebiliyor. İzleyiciler bu belgesel dizi sayesinde hayatta kalabilmek ve üremek adına bitkilerin ve hayvanların uyguladığı sıra dışı ve olağanüstü taktikleri de keşfedebiliyorlar.
Sherlock (2010)
Sir Arthur Conan Doyle’un dahi dedektifi Sherlock Holmes ile yakın dostu John Watson’un hikayelerinin anlatıldığı dizi bugüne kadarki tüm uyarlamalardan farklı olarak 21.yüzyılda geçiyor. Hem çekim kalitesi hem de sıra dışı navigasyon efektlerinin kullanımı ile diğer İngiliz dizilerinden çok daha ileride olduğunu gösteren Sherlock; oyuncu seçimi, çekim teknikleri, senaryosu ile de polisiye – gerilim tarzı diziler arasında ön plana çıkmayı başarıyor. Dizi aynı zamanda izleyicilerinin dikkatini, günlük hayatta karşılaştıkları sorunların çözümlerini elde edebilmeleri için gereken doğru soruları bulmanın yollarına ve çözüme giden yolda ilerlemek için küçük detayların ne kadar önemli olduğuna da çekiyor.
The Vietnam War (2017)
1850’li yıllardaki nedenlerinden başlayarak Vietnam Savaşı’nın nedenlerini kronolojik bir şekilde anlatan belgesel konu ile ilgili oldukça detaylı bilgiler sunuyor. Bunun yanı sıra Amerikan hükümeti tarafından gerçekleştirilen bu tarz müdahalelerin altında esasen hangi politikaların yattığının ve söz konusu politikaların süreç içerisinde ne şekilde geliştiğinin izleyiciler tarafından anlaşılmasına da katkıda bulunuyor. Tek sezondan ve on bölümden oluşan dizinin yönetmenliğini Geoffreyy C. Ward yapıyor. Dizide o dönemde ABD ve Vietnam ordusunda görev yapan pek çok kişinin anılarına da yer veriliyor. 30 milyon dolardan fazla bütçesi olan The Vietnam War olaylara mümkün olduğunca tarafsız bir şekilde yaklaşıyor ve her iki tarafından da nasıl düşündüğünü objektif olarak anlatmaya çalışıyor.
Hagane No Renkinjutsushi (2009)
Ölen annelerini canlandırmak için Felsefe Taşı’nı aramaya başlayan simyacı iki kardeşin maceralarının anlatıldığı seri bilim – kurgu ve fantastik anime severlerin kaçırmaması gereken yapımlar arasında yer alıyor. Birbirinden başka güvenecek kimseleri olmayan ve istediklerini elde etme yolunda son derece inatçı olan iki kardeşin sihir, büyü, macera ve yolculuk temalı animesinin her bölümü su gibi akıyor. İzleyenlerin bilgi dağarcığını genişletmeye de katkıda bulunan Hagane No Renkinjutsushi, son derece duygu yüklü olmasına rağmen aynı anda kahkaha attırmayı da başarabiliyor. İşlediği tüm duygular arasında en baskını hüzün olan anime dizisi barındırdığı derin felsefe ile seyircilerini ruh ve gerçeklik kavramları üzerinde düşünmeye de itiyor.
The Beatles Anthology (1995)
Rock gruplarının tartışmasız en iyilerinden biri olan Beatles’ın otobiyografik belgeseli grubun gelişimine ve 1958 – 1970 yılları arasındaki çalışmalarına tanıklık etmemizi sağlıyor. Sekiz bölümden oluşan diziyi her Beatles hayranının ve hatta her müzikseverin izlemesi gerekiyor. Ses kayıtlarını ve video kayıtlarını da içeren bu çok kapsamlı belgesel Beatles hayranlarına; çok sevdikleri şarkıların hangi aşamalardan geçip son hallerine geldiğini gösterirken şarkıların ilk hallerini merak eden kişiler için de hazine değerinde kayıtlar barındırıyor. Seri sekiz bölümden oluşmasına ve magazinel öğelere kesinlikle yer vermemesine rağmen ilk bölümden son bölüme kadar tempoyu düşürmemeyi başarıyor.
Alacakaranlık Kuşağı (1959)
Zamanının en çok ilgi gören gerilim – fantastik yapımı olan Alacakaranlık Kuşağı’nın daha sonra versiyonlarının çekildiği biliniyor. Bu ilk versiyon ise beş sezon boyunca toplamda 156 bölüm olarak izleyicileriyle buluşuyor. Dizinin birçok bölümünün yazarı olan Rod Serling’in her bölümün başında ve sonunda yer alan ses olması da dikkat çekiyor. Bu kült dizi bilim kurgu – gizem türündeki pek çok yapıtın ortaya çıkış noktası olarak kabul ediliyor.
The Mandalorian (2019)
Disney’in live action Star Wars temalı dizisi The Mandalorian, izleyicilerini Star Wars evreninin kendileri için gizemini koruyan tarafı ile buluşturuyor. Skywalkerların maceralarının başlamasından yaklaşık bir milenyum öncesini konu alan dizi olay örgüsü ve akıcılığı ile türün takipçilerinin övgülerini topluyor. Mandalorianlı yalnız bir savaşçının maceralarını anlatan dizi seyircisini galaksinin farklı köşelerine götürmekten ve eski Star Wars filmlerinden tanıdıkları olaylara ve karakterlere gönderme yapmaktan da geri kalmıyor. Böylece The Mandalorian, izleyicilere ilk kez girdikleri bu evrene aslında aşina oldukları hissini vermeyi başarıyor.
Human Planet (2011)
BBC’nin muhteşem belgesellerinden biri olan Human Planet, John Hurt tarafından seslendiriliyor. Her bölümünde farklı bir coğrafya üzerinde yaşayan insanların vermek zorunda kaldıkları inanılmaz yaşam mücadelelerini ekranlara taşıyan Human Planet sekiz bölümden oluşuyor. Serinin kendi içerisindeki sıralaması da çok başarılı olup her bölümü ile izleyicinin hayranlığını kazanan bir başyapıt olarak kabul ediliyor. 40 ülkede 3 yıl boyunca yapılan çekimlerle elde edilen 70 ayrı hikayeden oluşan Human Planet insanoğlunun zorlu doğa şartlarına ne kadar mükemmel bir şekilde uyum sağladığına tanık olmamızı sağlıyor. Her bölümün son on dakikasının kamera arkasına ayrılması bu olağanüstü belgeselin seyircilerde büyük bir iz bırakmasını sağlayan etkenlerden biri olarak değerlendirilebiliyor.
The Blue Planet (2001)
Dünya okyanuslarının doğal tarihi üzerine yapılan en kapsamlı çalışma olan The Blue Planet, olağanüstü görüntüleri ile izleyenleri büyülüyor. Denizin altındaki ve üstündeki yaşamı göz alıcı görüntülerle ekrana taşıyan The Blue Planet, ellişer dakikalık sekiz bölümden oluşuyor. Yapım aşaması beş yıl süren belgesel dizisi şimdiye kadar çekilen en iyi belgeseller arasında yer alıyor.
Firefly (2002)
Günümüzden 500 yıl sonra, 2517 yılında Serenity adı verilen uzay gemisinde görevli bulunan dokuz kişinin maceralarının anlatıldığı Firefly, en unutulmaz bilimkurgu serileri arasında yer alıyor. Son derece başarılı olan dizinin yalnızca bir sezon yayınlandığı sonrasında devam niteliğinde bir sinema filminin çekildiği biliniyor. Sempatik karakterlerin yer aldığı dizi izleyenlere her karakterini sevmelerini sağlayacak farklı sebepler vermesi ile dikkat çekiyor.
Batman: Animasyon Serisi (1992)
Son bölümü 1995’de yayınlanan dizi, şimdiye kadar yayınlanan en başarılı animasyon serileri arasında bulunuyor. Kendine has ve etkileyici görselliğe sahip olan bir animasyon tekniğinin kullanıldığı Batman: Animasyon Serisi’nde Gotham şu anda bildiğimizden çok farklı bir evrende yer alıyor. Emmy ödüllü olan bu animasyon dizisi hem tekniği hem de kurgusu ile dönemin diğer animasyonlarına açık ara fark attığını da belirtmeden geçmek istemiyoruz. Batman’in en iyi Gotham’ın ise en karanlık ve görkemli halinin yer aldığı Batman: Animasyon Serisi, kimi sinema eleştirmenlerince en iyi Batman uyarlamalarından biri olarak kabul ediliyor.
Dekalog (1989)
Tevrat’ta yer alan On Emir öğretisinin günlük hayatımızdaki anlamları üzerine çeşitlemelerden oluşan serinin yönetmenliğini Kieslowski yapıyor. Her biri televizyon için çekilen bölümler ortalama bir saat uzunluğunda olup beşinci ve altıncı bölümlerin daha sonra uzatıldığı ve uluslararası festivallerden ödüllerle dönen Öldürme Üzerine Bir Film ve Aşk Üzerine Bir Film’in ortaya çıktığı biliniyor. Dekalog serisinin etkileyiciliği her ideoloji, din ve politika tarafından temel ilkeler olarak kabul edilen erdemleri konu almış olmasından geliyor. Bu durum her bölüme insani duyguları kucaklayan, evrensel bir üslup kazandırıyor. Dekalog bir tarafta gizemli bir atmosfer barındırırken bir taraftan da sinema sanatındaki farklı tekniklere sahip olması ile dikkat çekiyor.
Kutuplar Atlası (2011)
BBC yapımlarından biri olan Kutuplar Atlası’nın her bölümünün sonunda kamera arkası kısımlarına yer veriliyor. Sonradan sosyal medya aracılığı ile ünlü olan hırsız penguen görüntüsünün yer aldığı belgesel pek çok hayvanın hayatta kalma mücadelesini, muhteşem kamera açıları le ekrana taşıyor. Kuzey Kutbu’nun ve Antarktika’nın dört mevsimdeki hayat şartlarının incelendiği belgesel dizisinde yakın bölgelerde yaşayan insanların zorlu yaşam mücadelesine de yer veriliyor. Sıfırın altında seksen derece sıcaklığa dayanan penguenleri, aylarca donmuş halde kalan ve bahar gelince canlanan tırtılları ve yumurta toplamak için kayalara tırmanan kutup ayılarını evlerimize getiren Kutuplar Atlası’nı şimdiye kadar izlemediyseniz izleme listenizin ilk sıralarına almanızı öneriyoruz.
True Detective (2014)
Bir suç – drama dizisi olan True Detective, sahip olduğu karanlık atmosferi, gizemli olayları ve ilginç karakterleri ile ilk bölümden itibaren izleyenleri kendisine bağlamayı başarıyor. Dizinin temelini oluşturan dedektiflik hikayelerinin arka planında ise dizideki karakterlerin kişisel ve ailevi durumu ile ilgili konulara değiniliyor. Dizide kullanılan müziklerin dizinin sinematografisine ve hikayenin atmosferine uygunluğu da izleyicilerin dikkatini çekiyor. Gerçek suç – drama dizisi tutkunlarının aradığı her şeyi bulabilecekleri True Detective’in normal polisiye dizilere oranlar birkaç doz fazla melankoli içerdiğini de hatırlatmakta fayda görüyoruz.
Şahsiyet (2018)
Hakan Günday’ın senaryosunu yazdığı Şahsiyet’in başrollerinde Haluk Bilginer, Cansu Dere, Şebnem Bozoklu, Necip Memilli gibi oldukça güçlü isimler yer alıyor. Klasik Türk dizisi kalıplarını yerle bir eden Şahsiyet 13 bölümlük bir internet dizisi olup yönetmenliğini de Onur Saylak yapıyor. Senaryosu, çekim teknikleri, oyunculuk performansları ve görüntü kalitesi ile çıtayı oldukça yükseklere taşıyan Şahsiyet akıcı hikayesi ile toplumsal gerçeklerle de sert bir şekilde yüzleşmemize neden oluyor. Çalışan bir Türk kadınının karşılaştığı zorlukların da arka planda görülebildiği Şahsiyet toplumsal hafızanın yokluğundan ve kendi steril ortamlarımızdan çıkamamamız nedeni ile yıllar boyunca sürüp giden pisliklerden dem vuruyor.
Kaynak Link: https://www.imdb.com/chart/toptv/