Yeni nesil web teknolojilerinin aracılığı ile eş zamanlı bilgi paylaşımlarının yapılmasını mümkün hale getiren digital platformlar sosyal medya olarak adlandırılıyor. Sanal ağlar ve topluluklar aracılığı ile düşünce, fikir ve bilgi paylaşımını kolaylaştıran bu bilgisayar tabanlı teknoloji gücünü, dünyanın herhangi bir yerinde bulunan bir ya da birden fazla kişi ile bilgi paylaşmayı ve iletişim kurmayı sağlamasından alıyor. Sosyal medya denildiğinde akla ilk olarak Facebook, Twitter ve Instagram gelse de aslında sosyal medya çok daha fazla siteyi kapsıyor ve tarihi de oldukça eskilere dayanıyor. Peki hangi sosyal medya platformu daha önce kuruldu?
Daha sonra bu kadar büyük bir yer kaplayacağına ve
vazgeçilmez olacağına dair en ufak bir ipucu bile vermeden hayatımıza giren
sosyal medyanın tarihini incelediğimizde, ne kadar hızlı bir gelişme kaydettiği
gerçeği ile yüz yüze geliyoruz.
Sosyal medyanın tarihi iki bilgisayar arasında ilk
e-postanın gönderildiği 1970’li yıllara kadar dayanıyor. Ülkemizde internetin
kullanımı dünya genelindeki internet kullanımına göre çok yeni olsa ve geçmişi ancak
1993 yılına kadar uzansa da şu an dünyada interneti ve sosyal medyayı en çok
kullanan ülkelerin başında gelerek belki de bu açığımızı kapatmaya çalışıyoruz.
Hangi Sosyal Medya Platformu Daha Önce Kuruldu?
İnsanlar ile iletişim kurmamıza yönelik olarak kullanılmaya
başlayan ilk program olan MIRC 1995’de hayatımıza girdi. Kullanılan takma
isimler ve tanımadığımız kişilerle iletişim kurmamızı sağlaması açısından bir
ilki yaşatan MIRC’tan sonra bu sefer de tanıdığımız kişilerle internet
üzerinden iletişim kurmamızı sağlayan ICQ ile tanıştık.
İnternet dünyasının ilk dönemlerinde sosyal medya sanal
kimliklerin ön plana çıkarıldığı bir mecraydı ve kişiler İnternet ortamında
gerçek kimlikleri hakkında bilgiler vermekten kaçınıyorlardı.
1999 yılında Microsoft’un geliştirdiği Messenger sayesinde
kullanıcılar sanal isimlerinden sıyrılıp internet ortamında gerçek isimlerini
kullanabilecekleri bir platforma kavuştular. Messenger sayesinde sosyal
medyanın başlangıçtaki sanallığından uzaklaşıp gerçekliğe doğru gitmesi yolunda
önemli bir adım atılmış oldu.
İnternet kullanımının artması, sosyal medyanın etkisinin iş dünyası tarafından kavranmaya başlamasının sonucunda 2000’li yılların başında Linkledin kullanımımıza sunuldu. İş dünyasını bir araya getirme amacı ile kurulan Linkedin 2006 yılına kadar iş dünyasının ilgisini tam anlamı ile çekemedi. 2006 yılında ise internet dünyası ile iş dünyasının birbirine yaklaşmaya başladığının bir göstergesi olarak Linkedin üye sayısında adeta bir patlama yaşandı.
Sosyal medyada yapılacak sosyal paylaşımın sohbetle sınırlı kalmak zorunda olmadığını, fotoğraf gibi görsellerin de buna dahil olabileceğini kanıtlayan Flickr 2004 yılında kuruldu. 2004’ü sosyal medyanın altın yılı haline getiren Facebook’un hayatımıza bir devrim gibi girişini de Marc Zuckerberg gerçekleştirdi. Aslında kuruluşunun gerçekleştirildiği üniversitenin öğrencilerinin ve mezunlarının birbirini bulması gibi basit ve sınırlı bir amaç taşıyan Facebook daha sonra aldığı radikal bir karar ile alt yapısını geliştirip tüm dünyaya açtı. Bu noktada da Facebook’un yıllar süren önlenemez yükselişi başladı. Dünya genelinde birçok internet kullanıcısını kendisine çekmek konusunda inanılmaz bir performans sergileyen Facebook ülkemizde de 2008 yılından itibaren hızla yayılmaya başladı. Bu sürecin sonunda ise Facebook’un artık sosyal medya paylaşım ya da eğlence sitesinden çok bir ihtiyaç haline geldiğini söylersek çok da abartmış sayılmayız.
2000’li yılların ortalarında Youtube’un kurulması ile sosyal
medyanın video ayağı da tamamlanmış oldu. Dünyanın dört bir tarafından
milyonlarca insanın kısa sürede yayınladığı videolar tıklanma sayılarını her
geçen gün daha da artırdı. Youtube’un hızlı gelişimini ve potansiyelini fark
eden Google, Youtube’u satın alarak geliştirmeye devam etti. Sonuç olarak
Youtube dünyanın en popüler video paylaşım platformu haline geldi.
Ticari Kullanım Açısından Sosyal Medya Tarihi
Bireyler sosyal medyayı genelde aileleri ve arkadaşları ile
iletişimde kalmak için kullanıyorlar. Aynı zamanda kendileri için yeni kariyer
fırsatları yaratmak, dünya genelinde ortak ilgi alanlarına sahip olduğu
kişileri bulmak, duygu ve düşüncelerini paylaşmak için de sosyal medya
uygulamalarını kullanmayı tercih ediyorlar.
Sosyal medya hayatlarımızın tam ortasında büyük bir yere sahip hale gelince klasik mecralara olan ilgi azalmaya başladı. Özellikle sosyal medya denilince akla gelen ilk isim olan Facebook’un kullanıcı sayısının 1 milyarı geçmesi sosyal medya platformlarının ne kadar ciddi ve gerekli bir yatırım alanı haline geldiğinin ispatı haline geldi. Bu nedenle markalar televizyona ve yazılı basına ayırdıkları reklam bütçelerinin yanı sıra dijital medya için de reklam bütçesi ayırmaya başladı.
Büyük şirketler ardından ise küçük şirketler Facebook, Instagram ve Twitter gibi sosyal medya platformlarında pazarlama amacı ile hesaplar açmaya başladı. Kimileri ise Youtube’un pazarlama gücünü arkasına aldı. Başlangıçta hangi sosyal medya platformunun ne şekilde kullanılacağı ve kendilerine nasıl fayda sağlayacağı yönünde kafaları karışık olan kurumsal işletmeler zaman içerisinde edindikleri deneyimler ile en başarılı sosyal medya kullanıcıları arasında yer almaya başladılar.
Yaşanan bu gelişmelerin sonucunda neredeyse tüm büyük ve
küçük işletmeler için sosyal medyanın artık vazgeçilemez bir araç haline
geldiğini kabul etmek gerekiyor. Güçlü rekabet ortamı içerisinde çağın
gereklerine ayak uydurmak ve rakiplerinin gerisinde kalmamak için, şirketler
sosyal medyadan farklı amaçlar doğrultusunda yararlanıyorlar. Şirketlerin
sosyal medyaya ağırlık vermelerindeki en önemli nedenler arasında; potansiyel
müşterilerine ulaşmak, reklam – tanıtım yolu ile satışlarının artırılmasını
sağlamak, tüketici trendlerini yakalamak ve etkin bir müşteri desteği sunmak
yer alıyor. Bu nedenle sosyal medyanın doğru ve etkin kullanılması işletmelerin
başarılı olmasında önemli rol oynayabiliyor. Müşterileri ile iletişimlerini
kolaylaştırma şansı yakalayan markalar aynı zamanda sosyal medya sayesinde
marka imajlarını da güçlendirebiliyorlar. Pazar araştırmaları ve hedef kitleye
ulaşma konusunda da firmalara katkı sağladığı bilinen sosyal medya bireyler
için olduğu kadar şirketler için de önemli bir sosyalleşme aracı olarak kabul
ediliyor.
Sosyal Medya Neleri Değiştirdi?
Sosyal medyanın ortaya çıkmasının temelinde insanların
birbirleri ile ilişki içerisinde olmaya duydukları ihtiyaç, bireyler arasındaki
iletişime verdikleri önem ve gelişen teknolojinin hayatlarımıza olan yansıması
yatıyor. Sosyal medya platformlarının ilk kuruldukları zamanlardaki tek
amaçları insanlar arasındaki iletişimi sağlamak iken günümüzde çok farklı
kullanım amaçlarına da hitap edebiliyorlar. Sosyal medya platformlarında ticari
amaçlara yönelik resimlerin paylaşılması, reklam ve ürün satışı yapılması tarzı
faaliyetlere insanların ihtiyaçlarının yol açtığı görüşü pek çok kişi
tarafından kabul ediliyor. İnsanların kendi hayatlarına dahil her detayı
paylaştıkları ve farklı hayatlara açılan pencere olarak kabul ettikleri sosyal
medya platformlarının artık insanların hayatlarını yönlendiren en önemli araç
haline geldiğinin inkar edilmesi zorlaşıyor.
En Çok Kullanılan Sosyal Medya Platformu Hangisidir?
Mark Zuckerberg’in 2004 yılında Harvard Üniversitesi’ne
yönelik olarak kurup daha sonra dünyanın kullanımına açtığı Facebook, dünyada
en çok kullanılan sosyal medya platformu olma unvanını korumaya devam ediyor.
1999 yılından bu yana Çin’de faaliyet gösteren QQ dünyanın en çok kullanılan
sosyal medya platformları arasında yer alıyor. Qzone 2005 yılında Çin’de hayata
geçirilen ve Çin’de Facebook ile yarışan bir sosyal medya uygulaması olarak
biliniyor. En çok kullanılan mobil uygulamalardan biri olan ve Facebook
tarafından satın alınan Whatsapp kullanıcılarına, mesajlaşmanın yanı sıra
fotoğraf paylaşma, dosya ve video gönderme ve sesli mesaj gönderme gibi farklı
özelliklerden de yararlanma olanağı sağlıyor. 400 milyondan fazla kullanıcısı bulunan Whatsapp
kullanıcı sayısını her geçen gün daha da artırmaya devam ediyor. Linkedin
gelişimi ile dikkat çeken sosyal medya platformları arasında bulunuyor. İş
dünyasındaki profesyonellere ve markalara hitap eden Linkedin, kullanıcıları
için makale paylaşımı, mesajlaşma, görüntü ve video gönderimini mümkün hale
getiriyor. Sosyal ağ ve mikroblog sitesi olarak hayatımıza giren ancak
şimdilerde kendisini bir haber sitesi olarak niteleyen Twitter, kullanıcılarına
140 karaktere yaratıcı ve komik içerikleri sığdırma fırsatını tanıyor.