Parası Olmayan Girişimcilere Destek Melek Yatırımcılar Derneği
Herkes kendi işini kurmak ister. Türkiye iş fikri olup da buna kaynak bulamayan girişimcilerle dolu. Birçok iş fikri yeterli sermaye bulunamadığı için proje aşamasından öteye geçemiyor. Bu soruna çare olabilecek ve girişimcilere sermaye desteği sağlayabilecek projelerin sayısı ise her geçen gün artıyor. KOSGEB ve kalkınma ajansları girişimcilere sermaye desteği sağlayan en önemli kurumların başını çekiyor. Son günlerde bu desteklere bir yenisi daha eklendi;Türkiye Melek Yatırımcılar Derneği. Barrack Obama tarafından ABD’de gerçekleştirilen ve tüm dünyada sadece 265 girişimcinin davet edildiği Girişimciler Zirvesi’ne çağırılan Türk girişimcileren birisi olan Türkiye Melek Yatırımcılar Derneği Başkanı Baybars Altuntaş bu zirvede Obama’nın birebir görüştüğü tek girişimci olmuş. 2 hafta önceTürkiye Melek Yatırımcılar Derneği Başkanı seçilen Altuntaş’ın kariyeri ise birçok girişimciye örnek olacak türden.
Baybars Altuntaş ile girişimciliği, kendi hikayesini ve Melek Yatırımcılar Derneği’nin iş fikri olup da parası olmayanlara nasıl destek olacağını konuştuk.
-Dünyanın en önemli girişimcileri arasında yer adığınız kariyeriniz nasıl başladı?
Boğaziçi Üniversitesi’nde İngilizce Öğretmenliği bölümünde okurken, franchise ile ilgili okuduğum bir makale ile başladı benim hikayem. O zamanlar her İngilizce Öğretmenliği öğrencisi gibi tercümanlık yaparak, seyahat acentelerinde çalışarak harçlığımı çıkarıyordum.
-Okuduğunuz makalede sizi etkileyen ve harekete geçiren ne oldu?
Haber, Avrupa’da giderek yaygınlaşan franchise modeli ile ilgiliydi. Konu çok ilgimi çekti ve yazıda görüşlerini belirten Avrupa Franchise Birliği Başkanı’nın telefonunu ve faks numarasını buldum. 25 kuruşa çektiğim bir faks ile kendisini franchise modeli ile ilgili bir seminer düzenlemesi için Türkiye’ye davet ettim. Davetimi kabul etti konferansı gerçekleştirdik. Sonra o beni Almanya’ya davet etti derken ben kendimi Ulusal Franchise Derneği’ni kurarken buldum. Tabii o zamanlar (90’ların başı) Türkiye’de franchise diye bir terim ve iş modeli henüz hayatımıza girmemişti. Mc Donald’s Türkiye’ye yeni geldiği ve önünde metrelerce kuyrukların oluştuğu zamanlardan bahsediyorum. Yazıyı okuduktan sonra kendi kendime şöyle düşündüm.
‘BAŞKA ŞUBEMİZ YOKTUR’ YAZISINDAN GURUR DUYARDIK
“ABD’den hamburgerci, kilometrelerce öteden gelmiş İstanbul’da şube açmış ve önünde uzun kuyruklar oluşuyor. Bizim Bursa’daki kebapçı İstanbul’a gelemiyor, gelmek istemiyor. Amerikalı Mc Donald’s’ın sahibi ‘dünyada 5 bin tane şubem var ‘diye gurur duyuyor, bizim lahmacuncumuz kebapçımız, bozacımız da kasasının arkasına yazdığı ‘başka şubemiz yoktur’ diye gurur duyuyor.Birbirinden olabilediğince farklı bu iki anlayış beni çok düşündürdü.“
-O düşüncedeki temel yanlışlık neydi sizce?
90’larda girişimciler, bir ürün icat ettiklerinde bunun sırrını kimseye anlatmaz ve o işi çocuklarına bırakmak isterlerdi. Oysaki hiçbirisi çocuklarım bu işi yapabilecek mi, yapmak ister mi?’ diye hiç düşünmezlerdi. Üstelik işini çocuklarına bırakmak isteyen girişimcilerin çoğunun henüz çocuğu yoktu. Hatta bu görüşe sahip ve evli olmayanlar bile vardı. Siz bu mantıkla hareket ederseniz yaptığınız işin taklitleri, benzerleri ürer. Ondan sonra taklitlerle uğraşmak için hukuki işlemlere para harcarsınız. Hem de taklitlerin sayısı arttığı için onlar gerçek gibi durur ben tek başıma sahte bile kalırım.
-Bu mantık artık değişmiştir herhalde?
Tabii ki. Artık girişimcilerimiz çok değişti. 90’lı yıllardaki mantıktan kurtulmaya başladık.
-Türkiye Franchise Derneği’ni nasıl kurdunuz? Haberden etkilenerek 25 kuruşa çektiğim faksın ardından Alman Franchise Birliği Derneği Başkanı cevap vererek Türkiye’ye geldi ve ‘Batıdan Doğuya Marka Transferi’ başlıklı bir seminer gerçekleştirdik O toplantıda sadece tercümanlık yapıyorken gazete ve dergilerde organizatör olarak adım çıkmış; “Baybars Altuntaş’ın önderliğinde Doğudan Batıya Marka Transferi”.
DERSTEN SONRA GENEL SEKRETERLİK
-Ama sadece tercümandınız
O makaleyi okumadan önce ‘Franchise’ ile ilgili hiçbir bilgim yoktu. Alman Franchise Birliği Başkanı’nın davetimi kabul etmesinden sonra konuyla yakından ilgilenmeye başladım. Sonrasında Başkan beni Almanya’ya davet etti. Almanya dönüşü konuya olan ilgiyi gördükten sonra Türkiye’nin ilk franchise derneği olan Ulusal Franchise Derneği’ni (UFRAD) kurdum. Derneğin kurulacağını duyan önemli işadamları derneğe kurucu üye olmak için başvurdular. Gördüğüm destek ve konuya olan ilginin sayesinde derneği çok hızlı bir şekilde kuruldu ve ben de o derneğin genel sekreteri oldum. Ama gelişmeler öyle hızlıydı ki, okuldaki derslerden sonra derneğe gelip genel sekreterlik görevimi icra ediyordum.
PARA DEĞİL İNSAN BİRİKTİRDİM
-Bu dönemlerin size nasıl bir katkısı oldu?
3 ay içerisinde hayatımın yönünü değiştiren bu olaylardamaddi olarak hiç bir kazancım olmadı. Ama benim o zamanlar yaptığım sosyal girişimcilikti. Benim genç girişimcilere en büyük tavsiyem önerim insan koleksiyoncusu olmalarıdır. Pul, kitap, çiçek, para biriktirenler var ama ben kariyerimin başından beri insan biriktiriyorum.
-İlk para kazandığınız işinizi nasıl kurdunuz
Derneği kurduktan sonra çevremdeki insanların sayısı giderek artmayı başladı. 400 dolarlık birikimim vardı ve yurtta kalıyordum. O parayla Boğaziçi Üniversitesi’nin binalarını döner sermayeden kiralayarak Boğaziçi Üniversitesi sertifikalı İngilizce kursları açtım. Aynı zamanda da Türk Hava Yolları dışında hostes yetiştiren ilk ve ozamanlar tek eğitim kurumunu da ben açtım. Bütün bu işlere girişimcilik ruhum, çevremde biriktirdiğim insanlar ve kendime olan güvenimle girdim.
-Başarısız olmaktan korkmadınız mı hiç?
Sonuçta çok büyük param yoktu olan paramı da gözden çıkarabilirdim. Yurtta kalıyordum ve 559C’ye biletle binerek derse gidiyordum. Başarısız olsaydım yine bu şekilde devam edecektim. Cesaretim ve doğru iş fikri ile başarılı oldum ve birkaç sene sonra kendi aracımla okula gitmeye başladım. Yani girişimcilere en b,ir diğer tavsiyem ise girişimci olmak için kesinlikle paraya ihtiyaçları olmadığıdır. Başarılı olmak için iyi bir fikriniz ve o fikri paylaşabileceğiniz insanların olması yeterli.
İNSAN KAZANIRSAN DAHA KOLAY PARA KAZANIRSIN
-Para kazanmanın yolu sizce insan tanımaktan mı geçiyor?
İnsan kazanmak benim kariyerimde ve hayatımda hep önceliğim oldu. Çünkü doğru insanları tanımak parayla olan bir şey değil. Parayla ancak ve ancak para kazanabilirsin, insan kazanamazsın. Ama insan kazanırsan, para kazanabilirsin, hayallerini gerçekleştirebilirsin. En iyi ressam da müzisyen de iş adamı da olmak isteseniz insanlar tanıyarak başarıya çok daha kolay ulaşabilirsiniz.
PARA OLMADAN GİRİŞİMCİLİK OLMAZ DİYE YANLIŞ BİR GÖRÜŞ VAR
Girişimcilikte para olmazsa olmaz diye yanlış bir olgu insanların beynine kazınmış. Benim annem ilkokul öğretmeni, babam emekli askerdi. Onlardan beş kuruş destek almadan 25 kuruşa faks çekerek başladım her şeye ve 400 dolara şu an sahip olduğum şirketi kurdum. Türkiye benim gibi birçok örnekle dolu. İyi bir girişimci olmanın parayla hiçbir alakası yok.
-Genç girişimcilere tavsiyeleriniz neler
Ne olursa olsun doğru olduğuna inandıkları iş fikirleri varsa imkanlarını sonuna kadar zorlasınlar. Bütün fırsatları değerlendirsinler. Sonuçta fikir iyi olduğunda topu koşturacak adam da doğruysa o işin tutmaması diye bir şey olamaz.
ONLAR PAS GEÇTİ BEN FAKS GEÇTİM
Kendimi çok önemli bir örnek olarak görüyorum. Benim okuduğum ve sonrasında Almanya’ya faks çektiğim dergiyi yaklaşık 20 bin kişi okumuştur. Belki de 19 bin 999 kişi o haberi pas geçti. Ben faks geçtim. Faksı geçtikten sonra, işi takip ettim. Bana hiç kimse ‘sende para var mı, sen kimlerdensin, sen ne cüretle Almanya Franchise Birliği Başkanı’na faks geçersin’ demedi. Baktılar ki fikir doğru topu koşturan adam da doğru, istekli de. Bu yüzden top sürerken kimse bir şey diyemedi.
BEN O LAFLARI ÇOK DUYDUM
Türk girişimciler de kendine güven eksikliği var mı? Özellikle genç girişimciler başarısız olmaktan çekinebiliyor. Ne diyorsunuz?
Tam aksine öğrenci veya genç girişimciler daha çok destek görüyor. Kesinlikle gemç girişimci olmak bir avantaj olarak algılanıyor. Ben kendi kariyerim boyunca öğrenciyim dedikçe puan topladım. Anneler, babalar dayılar, kardeşler, ‘Sana mı kaldı o iş, sana bırakırlar mı’ bu lafları çok duydum. Ama bana kaldı. Ben gittim ve aldım daha doğrusu.
MELEK YATIRIMCILAR DERNEĞİNİ İLE İŞ FİKİRLERİNE DESTEK OLACAK
-Bundan sonra melek yatırımcılık modeli ile iş fikirleri olan girişimcilere destek olmayı düşünüyorsunuz. Peki Melek Yatırımcılar Derneği girişimcilere nasıl destek olacak?
Melek yatırımcılar Derneği fikri olan fakat parası olmayan girişimcilere ulaşmak için kuruldu. Franchising modelinin 20 yıldır nasıl geliştiğini ben biliyorum. Artık franchise açılacak nokta kalmadı. Dünyadan gelmesi gereken birçok marka Türkiye’ye geldi. Bu noktada artık yeni iş modellerinin geliştirilmesi gerekiyor. Bu da ortaklık kültürü olmalı. Dünya ekonomisinde sermaye birikti. O sermayeyi fikri olanlara açmalıyız. Şimdi ise artık yeni bir kulvarın açılması gerekiyor. Bir tarafta iş fikri olan fakat parası olmayan girişimciler, diğer tarafta ise parası olan ve doğru yatırımlar yapmak isteyen yatırımcılar var. Özellikle son yaşanan krizin ardından dünyada sermaye birikti. Zenginin daha zengin olduğu bir dünya ortamında bu sermayeyi fikri olan üretimi ve istihdamı artıracak iş fikirlerine yönlendirmek gerekiyor. Bunun yolu da melek yatırımcılık sistemi.
-Melek yatırımcılık sistemi dünyada hangi konumda
Bu sistemde ABD’de desteklenen 270 bin melek yatırımcı ve 26 milyar dolar sermaye, Avrupa’da 75 bin melek yatırımcı 4 milyar dolar sermaye bulunuyor. Bugün bırakın 26 milyar doları 3 milyar doları Yunanistan’a versek krizden çıkar. Dolayısıyla bu ekonomik düzen içerisinde bu kulvarı o kadar iyi organize etmeliyiz ki. Melek yatırımcılığın üssü Türkiye olsun. Bence Türkiye’de 2 kişiden birisinde girişimcilik ruhu var.
TÜRKLER DÜNYADAKİ EN GİRİŞİMCİ İKİNCİ MİLLET
Eski Amerikan Büyükelçisi James F. Jeffrey, bir girişimcilik toplantısında, Amerika’dan sonra Türkler dünyadaki ikinci girişimci millet demişti. Türk girişimciler kendine güvendiğinde tek kelime Almanca bilmeden Almanya’ya giderek 10 milyar euroluk bir iş hacmi oluşturabiliyor.
-Melek yatırımcılıkta girişimcilere sadece sermaye desteği mi sağlanıyor?
Melek yatırımcılıkta paradan daha önemli olan bence mentörlük. Girişimciler melek yatırımcının tecrübelerinden de faydalanmalı. Sadece para vererek bir ortaklık kurulduğunda bu iş hisse senedi alımı olur. Ama melek yatırımcılıkta altın kural hem parayı vereceksin hem de bilgi birikimini paylaşacaksın. Deneyimlerinizi işin nasıl yapılacağı nasıl pazarlar keşfedileceğini bulacaksın.
-Melek yatırımcıların destekledikleri projelerde en büyük öncelikleri neler oluyor?
Bu sorunun cevabı çok basit. Melek yatırımcılar iş fikrinden ziyade topu doğru koşturacak kişiyi ararlar. Topu doğru koşturacak adamı bulduklarında hem sermayelerini hem de tecrübelerini o kişiye ve projesine aktarırlar.
Melek yatırımcılar hangi projeleri daha çok destekliyor?
Melek yatırımcılar Avrupa’da daha çok iş fikri aşamasında olan (Seed Funding) denilen fikirlere yatırım yapıyorlar. Fakat biz daha bu noktada değiliz. Öncelikli olarak destekleyeceğimiz projeler fikir aşamasından öteye geçmiş olmalı. Mutlaka numune olacak. Örneğin bir internet sitesi projesi ise tasarımı tamamlanmış yayın hayatına başlamış olmalı. Ama zamanlar bu sistem oturdukça işler hale geldikçe bu şekilde fikirler bulmak zorlaşacak. Ondan sonra bizde sadece fikir aşamasında yatırımlara(seed funding) yöneleceğiz. Ben 5 yıl sonrasında bahsediyorum. Bu aşamalardan Avrupa’da geçmiş hatta ABD bu aşamaya 10 yıl önce ulaşmış ve aşmış.
-Destek verdiğiniz öncelikli sektörler neler?
ABD ve AB ülkelerindeki melek yatırımcılara baktığımızda mobil teknolojileri ve IT sektörünün en fazla yatırım çeken sektörler arasında yer alıyor. Türkiye’deki melek yatırımcılar da ağırlıklı olarak bu sektörlerdeki yatırımlara destek verecektir. Ama biz her projeyi ayrı ayrı değerlendirdiğimiz için iyi projelerin geldiği tüm sektörlere destek oluruz.
-Projelere vereceğiiz sermaye desteğinin bir aralığı var mı?
Melek yatırımcılık sistemiyle kurulan işlerin aldıkları melek yatırım sermayesinin dünya ortalamasının şirket başı 100 bin dolar seviyelerinde. Bizimde destek vereceğimiz projeler, genellikle 10 bin ile 500 bin dolar arası yatırımlar olacak.
-İş fikri olanlar projelerini size nasıl ulaştıracaklar?
Kurumumuzun internet sitesinde yer alan bölümde projelerini yazarak bize gönderiyorlar. Gönderilen projeler bizin derneğimizin ortak havuzuna düşüyor. Temmuz ayı başından bu yana bize ulaşan proje sayısı bini geçti. Ben ve ekibim bu başvuruları tek tek inceliyoruz. Bir sivil toplum kuruluşunun vatandaşlarla yakından ilgilenmesi gerekiyor. Bu doğrultuda bize ulaşan bütün maiilere elimizden geldiğince cevap vermeye çalışıyoruz.Hürriyet
GİRİŞİMCİLERE TAVSİYELER
- Harekete geçmekten çekinmeyin
- Takipçi olun
- Başarısız olmaktan korkmayın
- İnsan kazanın. İnsan kazanırsanız para da kazanırsınız.
- İyi bir girişimcinin paraya ihtiyacı yoktur