Sürükleyici kitaplar özellikle tatil dönemlerinin vazgeçilmezleri arasında yer almaktadır. Birçok kitap sever için kitabı bir oturuşta bitirmek deyimi özellikle bu dönemlerde farklı bir anlamlar kazanır. Bazı kitaplar okuyucuyu bulunduğu ortamdan soyutlayarak kendi içerisine alır ve son cümlesine kadar okuyucuyu maceradan maceraya koşturur. İşte bu tarz kitaplar, okuyucuları tarafından her zaman hatırlanacak ve tekrar tekrar okunacak kitaplardır.
Size kendini bir solukta okutacak bir kitapta dil ve anlatım özelliklerinin bu amaca hizmet etmesi lazım. Uzun benzetmeler, psikolojik tahliller ve mekan tanımlarından ziyade, olay örgüsü ile dikkatinizi toplamalı, sizi kitabın ana karakteri ile birleştirmelidir. Kendinizi kitabın içinde hissettiğiniz hikayelerde zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız. İşte başlayanın bir solukta bitirdiği, sayfaların su gibi aktığı, sürükleyici kitaplardan oluşan bir liste.
Simyacı – Paulo Coelho
Paulo Coelho’nun 1988 yılında yayınlanan kitabı Simyacı, son yıllarda dünyanın en çok satan kitapları arasında yer almıştır. Hayata dair önemli mesajların da verilen kitabın baş karakteri İspanyol Santiago’dur. Simyacı’da okumayı ve keyif yapmayı çok seven Santiago bir rüyasında hazine aramak için Mısır’a gider ve burada başından birçok macera geçer. Bu maceralar okuyucu kitabın içerisine çekerken aynı zamanda hayata dair de birçok önemli felsefi çıkarımlar yapmayı mümkün kılar. Çıktığı günden bu yana Paulo Coelho’nun Simyacı kitabı büyük ilgi görse de eser son yıllarda dünyanın önemli klasikleri arasına girmiştir. Yazarın yarattığı dünya her geçen sayfada daha da büyüyerek okuyucu tamamen içine alır ve onu Santiago’nun yanına yerleştirir.
1984 – George Orwell
George Orwell, 1984 yılında adeta günümüzü anlatmaktadır. 1984’ün dünyası günümüzün Kuzey Kore’sine benzemektedir. Sürekli birbiriyle savaş halinde olan Okyanusya, Avrasya ve Doğu Asya adında üç ülke vardır. Okyanusya’da geçen hikaye İkinci Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan totaliter rejimdir. Okyanusya’daki tüm insanların hareketleri, düşünceleri, davranışları Büyük Birader (Big Brother)tarafından kontrol edilmektedir ve ülkedeki herkes körü körüne Büyük Biradere bağlı olmak zorundadır. Bu duruma kendi içinde başkaldıran birisi sorgulamaya başlar. Sorgulama Okyanusya’da çoktan unutulmuş gibidir. Aşkın da verdiği cesaretle atılan adımlar giderek tehlikeli bir hal almaya başlar ve sonunda dikkat çekici hale gelir. 1984, baskıcı bir rejimin tüm gerçeklerini okuyucuya doğrudan aktaran sürükleyici bir distopyadır.
Suç ve Ceza – Fyodor Dostoyevski
Dostoyevski’nin 1866 yılında yayınlanan kitabı Rus edebiyatının en önde gelen yapıtlarından birisi olarak kabul edilmektedir. 1860’lı yıllarda St. Petersburg şehrinde geçen kitapta fakir bir hukuk öğrencisi olan Raskolnikov’un hayatından bir kesit yer almaktadır. Para bulabilmek için eşyalarını rehin verdiği tefeci kadını öldürmeye karar veren Raskolnikov giderek bu kadını öldürmenin topluma bir hizmet olduğuna kendini inandırmaya başlar. Ancak Raskolnikov’un hesaba katmadığı bir kız kardeşi bulunmaktadır. Bu kardeş, Raskolnikov’un planlarını yeniden gözden geçirmesine ve girdiği yolu baştan sonra sorgulamasına neden olacaktır. Dostoyevski’nin bu kitabı aynı zamanda kitabın geçtiği dönemdeki Rusya’ya bir ayna tutmaktadır. Suç ve Ceza Mutlaka Okunması Gereken Dünya Klasikleri arasında yer alır.
Hobbit – J.R.R. Tolkien
John Ronald Reuel Tolkien, yarattığı Orta Dünya ile beraber fantastik edebiyatın önde gelen isimleri arasında yer almaktadır. Dünya çapında en çok okunan kitaplar arasında bulunan Yüzüklerin Efendisi gibi Hobbit de Orta Dünya’da geçmektedir. Orta Dünya büyücülerin, ejderhaların, çeşitli ırkların, elflerin ve daha birçoğunun yer aldığı fantastik dünyadır. Bu dünyada sıradan bir Hobbit olan Bilbo Baggins’in kapısını sürgün hayatı yaşayan Erebor Tahtı’nın varisi Thorin ve akrabaları çalar. Amaçları ise Erebor’u onu işgal eden ejderha Smaug’dan geri almaktır. Alışılagelmişin dışında olan bu grup Erebor tahtını geri alma yolunda olmadık maceralara atılırlar. Bu maceralarından bir tanesinde ise Bilbo, yazarın bir diğer kitabı olan Yüzüklerin Efendisi’nde anlatılan Güç Yüzüğü’nü bulmaktadır. Bu macerada ortaya çıkacak olan savaş ise Orta Dünya’nın tarihine geçecek ve ozanlar tarafından şarkılara konu edilecek bir savaştır.
Uyku – Haruki Murakami
Son dönemin en çok sevilen yazarlarından birisi olan ve ülkemizde kitapları geç çevrilmeye başlayan Haruki Murakami’nin Uyku adlı eseri aslında Elephant Vanished adlı öykü derlemesinde yer almaktadır. Kitabın baş karakteri tam 17 gündür hiçbir şekilde uyuyamamakta ve bunu ailesinden başarılı bir şekilde gizlemektedir. Kitap boyunca karakterin nasıl tekrar uykuya dalacağı büyük bir merak konusudur. Romanın ana karakteri bu 17 günlük uykusuzluk boyunca Anna Karenina’yı 3 defa okur, brendi içer, arabasıyla gece şehri dolaşmaya çıkar. Kısacası he eşeyi dener ama bir türlü uyumayı başaramaz. Murakami’nin eserleri arasında Uyku en sevilenlerden ve en çok okunanlardan bir tanesi olarak öne çıkmaktadır.
Satranç – Stefan Zweig
Avrupa’nın ünlü yazarları arasında yer alan Stefan Zweig’ın son kitabı Satranç, bir gemi yolculuğunda bir satranç şampiyonu ile adı sanı bilinmeyen birinin satranç oyununu konu alıyor. Nazi sorgulamasında esir alındığı otel odasında satrançta ustalaşan Avustralyalı bir adam gemi yolculuğundaki bu ilginç satranç oyunun da ise belirleyici bir rol oynuyor. Buradaki önemli nokta ise Stefan Zweig’ın da Nazi baskısından dolayı ülkesinden kaçmak zorunda kalmasıdır. Yıllarca farklı ülkelere giden Zweig, Satranç’ı yazdıktan sonra Brezilya’da intihar etmiştir. Nazi terörünü birincil elden yaşayan Zweig, milyonlarca kişinin yaşadığı çaresizliği Satranç kitabında başarılı bir şekilde anlatmaktadır.
Marslı – Andy Weir
2014 yılında çıkan Marslı, son yıllarda en çok övgü alan kitaplardan bir tanesi olmuştur. Üstelik bu kitap bir yazılımcı olan Andy Weir’in ilk kitabıdır. Mars’ı kolonileştirmek için Mars’a giden bir ekip ani bir fırtına yüzünden gezegenden ayrılmak zorundadır. Fırtına esnasında öldüğü düşünülen astronotlardan bir tanesi olan Mark Watney, fırtınadan sonra kendine gelir ve Mars’ta tek başınadır. Son derece sınırlı olanaklara sahip olan Watney zekası ile kendisine yardım gelene kadar Mars’ta tek başına kalmak zorundadır. Watney’nin hayatta olması dünyada bir bomba etkisi yaratır ve Watney’i kurtarmak için acil bir plan işleme konur. Watney’nin yaşaması bu planın mükemmel bir şekilde işlemesine bağlıdır.
Cesur Yeni Dünya – Aldous Huxley
Aldous Huxley’nin Cesur Yeni Dünya kitabı ütopyalarında iyi bir edebiyat örneği olabileceğinin göstergesi olarak kabul edilmektedir. Huxley, Cesur Yeni Dünya ile karanlık bir dünyanın kapılarını okuyucuya açar. Ford’dan sonra 632 yılında geçen kitap son derece ilginç bir toplumu merkezine oturtmaktadır. Bu toplumda annelik ve babalık pornografi kavramı olarak kabul edilmektedir. İnsanlar Londra Kuluçka ve Şartlandırma Merkezi’nde dünyaya gelmektedir. Bu dünyada herkes mutludur ve herkes eğlenmektedir. Hipnopedya adı verilen uykuda eğitim yöntemi tüm bunları mümkün kılmaktadır. Böyle bir dünyada savaş ve yoksulluk yoktur. Ayrıca tüm ırklar eşittir. Ancak aile, din, sanat ve kültürel çeşitlilik gibi kavramların ortadan kalkması bu toplumu kökünden değiştirmektedir. İçinde yaşadığımız modern dünyayı yeniden anlamlandırmak açısından ufkunuzu açacak kitaplar arasında sayılabilir.
Bir İdam Mahkumunun Son Günü – Victor Hugo
Romantik dönem Fransız edebiyatının önde gelen yazarlarından Victor Hugo aynı zamanda edebiyat tarihinin en önemli isimleri arasında yer almaktadır. Sefiller ve Notre-Dame’ın Kamburu gibi eserleri hayatımıza sokan Victor Hugo, Bir İdam Mahkumunun Son Günü’nü yazdığında 26 yaşındaydı. İdam edilecek olan bir adamın son gününü anlatan kitap okuyanlara bir adamın çaresizliğini ve idam cezasının keskin çizgilerini başarılı bir şekilde aktarmaktadır. Günümüzde birçok ülkede idam cezasının olmamasının bu kitap ile ilgili olduğu düşünülmektedir. Ne zaman ve nerede öleceğini bilen mahkumun kendi içerisindeki muhasebesi okuyan kişilerin idam cezasına olan bakışlarını kökten değiştirmektedir. Sürükleyici kitaplar arasında bir tür zihinsel otopsi olması ile dikkat çeken kitap aynı zamanda modern edebiyatın ilk iç monolog eseri olarak da kabul edilmektedir.
Da Vinci Şifresi – Dan Brown
Sürükleyici kitaplar arasında mutlaka sayılması gereken bir kitapta sıra: Harvard Üniversitesi’nde Simge-Bilim Profesörü olan Robert Langdon bir iş gezisindeyken Louvre Müzesi’nin müdürünün öldüğünün haberini alır. Buradaki büyük problem ise müze müdürü ile Langdon’ın o gece bir yemek randevusu olmasıdır. Fransa polisinin yetenekli kriptografi Sophie Neveu cinayetin aydınlatılmasında Langdon ile birlikte çalışacaktır. Neveu aynı zamanda öldürülen müze müdürünün de torunudur. Müdürün cinayeti tüm zamanların en çok aranan hazinelerinden bir tanesi olan ünlü Kutsal Kase’ye kadar uzanmaktadır. Langdon ve Neveu yüzyıllar süren bu aramanın bir köşesinden olaya dahil olmaktadır. Ünlü yazar Dan Brown’ın Robert Langdon serilerinden ilki olan Da Vinci Şifresi, satışa çıktığı hafta büyük bir başarı elde ederek New York Times’ın en çok satanlar listesine 1 numaradan girmiştir.
Harry Potter ve Felsefe Taşı – J.K Rowling
Private Drive 4 numarada teyzesi ve eniştesinin yanında yaşayan Harry Potter, aslında sıra dışı bir çocuktur. Annesi ve babasını bebekken kaybeden Potter, teyzesi ve eniştesi tarafından büyütülmektedir. Bir de acımasız bir kuzene sahip olan Harry için hayat her geçen gün daha da acınası bir hal almaktadır. Harry Potter, 7 yaşına girdiğinde ilginç bir şey olur ve Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’na kabul edildiğine dair bir mektup alır. Harry o güne kadar böyle bir şeyi hiç duymamıştır ve bu okul ile beraber hayatına giren iki arkadaşı sayesinde hayatı sonsuza denk değişecektir. En azından Harry Potter’ı Hogwarts’da macera dolu bir yıl beklemektedir. Son yılların en ünlü kitap serilerinden birisi olan Harry Potter yakın zamanda kırılması zor rekorlara imza atmıştır.
Dünyanın Merkezine Seyahat – Jules Verne
Sürükleyici kitaplar ve macera denince edebiyat dünyasında hiç tartışmasız bir şekilde akla gelen ilk isimdir Jules Verne. Yazdığı birçok yazı ile 1800’lü yılların sonunda adeta günümüz dünyasını ortaya koymaktadır. Dünyanın Merkezine Seyahat kitabında da maceraperest bir jeoloji profesörü olan Profesör Lidenbrock bulduğu bir el yazması ile beraber dünyanın merkezine giden yolu bulduğunu düşünmektedir. Bu yolculuğa yeğeni Axel ve bir rehber ile çıkan Lidenbrock’un İzlanda’yı neredeyse boydan boya geçmesi gerekmektedir. Ancak dünyanın merkezine giden yol kolay bir yol değildir. Yol ekibi büyük bir yanardağın içinden, ışık saçan kayalardan ve büyük bir yer altı denizinden geçmek zorunda kalırlar. 1864 yılında yayınlanmış olan Dünyanın Merkezine Seyahat aynı zamanda Jules Verne’in en çok okunan kitapları arasında yer almaktadır.
Sil Baştan – Ken Grimwood
Herkes hayatında en az bir kez bir hata yaptığında geçmişe gidip bu durumu tersine çevirmeyi istemiştir. Grimwood’un Sil Baştan kitabının ana karakteri Jeff Winston bu şansı elde etmenin bir yolunu bulur. 43 yaşındaki Winston bir sabah uyandığında kendini 18 yaşında üniversite yatakhanesinde bulur. İşin daha güzel yanı ise Winston geleceği en ince ayrıntısına kadar bilmektedir. Winston neredeyse her istediğini yapabilir ancak bir gecede neden 25 yıl geriye giderek her şeyi sil baştan yaşamak durumunda olduğunu bilmemektedir. Winston’ın heyecansız evliliği ve sıkıldığı işi gitmiş üstelik hayatını yeniden şekillendirme şansı elde etmiştir.
Koku – Patrick Süskind
18. yüzyılda Fransa’da yaşayan Jean Baptiste Grenouille, koku alma duyusu haricindeki tüm insani duyulardan yoksun birisidir. Grenouille kokulara karşı daha önce hiç görülmemiş bir şekilde duyarlıdır ve sadece kokuların var olduğu bir dünyada yaşamaktadır. Grenouille herkesin ve her şeyin kokusunu alabildiği gibi aynı zamanda istediği tüm kokuları da yapabilmektedir. Grenouille’in kendi gerçeği ile karşı karşıya gelmesi sonrasında kokulardan oluşan dünyası da başına yıkılmaktadır.