Artık 3 boyut teknolojisine sahip, internete girilebilen, bilgisayar ve cep telefonlarına kablosuz olarak bağlanabilen “teknoloji harikaları” var. Geçmişte tüp teknolojisiyle sadece TV yayınlarının izlenmesini sağlayan televizyonlar, yerini LED ve 3 boyut teknolojisine sahip, internete girilebilen, yayınları kaydedebilen, bilgisayar ve cep telefonlarına kablosuz olarak bağlanabilen ve kumandasında klavye özelliği bulunan ”teknoloji harikaları”na bıraktı.
Televizyonların siyah-beyaz ekranlar ve tek kanal ile başlayan, daha sonra renkli ekranlar ve stereo sesle devam eden gelişimleri, son yıllarda çok hızlanarak, LED ekranda 3 boyutlu görüntü ve 6 kanal ses sunan, bilgisayarların özelliklerini taşıyan gelişmiş cihazlara dönüşmeleriyle ”baş döndürücü” hale geldi.
Geçmişte ayrı ayrı cihazlarla gerçekleştirilen pek çok fonksiyonu üzerinde toplayan günümüz TV’leri, artık 2 boyutlu görüntüyü 3 boyutluya çeviriyor, yayınları kaydediyor, internette gezinmeyi sağlıyor, cep telefonu ve bilgisayar gibi cihazlara kablosuz olarak bağlanıyor, hatta kendisini izleyen olup olmadığını ”fark edip”, gerekirse kapanıyor.
TV’DEN GÖRÜNTÜLÜ SOHBET
TV üreticilerinin son dönemde üzerinde durduğu en yeni özelliklerden birisi, internette gezinebilme imkanı. TV’ler internete, kablosuz olarak ya da bilgisayarların da kullandığı eternet kablosu aracılığıyla bağlanabiliyor. İlk modellerde, yalnızca video ve fotoğraf paylaşımı sağlayan sitelerde ya da sosyal ağlarda gezinme imkanı sunuluyordu. Son modeller artık bilgisayardaki gibi site adresi yazıp, her sitede dolaşmaya imkan veriyor.
Ayrıca, cep telefonlarında olduğu gibi TV’ye de program ya da oyunlar indirilip, kurulabiliyor. Bu sayede güncel borsa ya da hava durumu bilgileri anında görülebiliyor, hatta TV kameralı bir modelse, bilgisayardaki gibi görüntülü sohbet yapılabiliyor.
Gelişen bu özellikler nedeniyle, televizyonların kumandaları da değişim geçiriyor. Bazı modellerde, kumanda üzerinde tam bilgisayar klavyesi bulunurken, kimi modeller ise akıllı cep telefonlarıyla ”bluetooth” bağlantısı kurup, onun klavyesini kullanabilmenizi sağlıyor. Hatta,televizyonun fonksiyonlarını cep telefonu üzerinden kontrol edebiliyorsunuz.
Yeni TV’ler, kablosuz bağlantı özellikleri sayesinde, cep telefonu, bilgisayar, video kamera ve fotoğraf makinesindeki fotoğraf ve videoları ya da müzik parçalarını kolayca izleyip dinleyebilmenizi de sağlıyor.
Fotoğraflar, videolar ya da müzik için kablosuz bağlantı her zaman şart değil. TV’lere USB bellek ya da taşınabilir hard diskler takılabiliyor. Hatta birçok yeni model, TV programlarını kaydedebiliyor. Kanalı, tarih ve saati ayarladığınızda, kendi içinde bulunan diske ya da taktığınız USB belleğe kayıt otomatik olarak başlıyor.
İZLEYEN YOKSA KAPATIYOR
TV üreticilerinin son dönemde geliştirdiği yeni özelliklerden birisi de, TV’nin, sensörleri sayesinde kendisini bulunduğu ortama adapte edebilme yeteneği. Birçok üretici, TV’lerine ortamın ışığını algılayan sensörler yerleştiriyor. TV, ortam karanlık olduğunda enerji tasarrufu ve daha iyi izlenebilirlik sağlamak için ekranını karartıyor, ışık arttığında da parlaklaştırıyor. Hatta bazı modeller, odanın ”renk sıcaklığını” da algılayıp, odada güneş ışığı bulunmasına, mavi ya da sarı tonlu lamba kullanımına göre, görüntüdeki renkleri ayarlıyor.
Hatta üreticiler işi daha ileri boyuta taşıyarak, TV’lerini, kendini izleyen birileri olup olmadığını algılamasını sağlayan kamera ve sensörlerle donatıyor. Bu özelliğe sahip TV, odada birileri var ancak kendisini izleyen yoksa, enerji tasarrufu için ekran parlaklığını azaltıyor. Odada hiç kimse yoksa da, görüntüyü karartıp sadece sesi veriyor. Hatta belli bir süre sonra kendisini kapatıyor. Bir çocuk ekrana çok yaklaşırsa ise uyarı sinyali çıkarıyor.