NE YAZARSANIZ TÜRK HALKI SEVER?
Birol Güven – ÇOCUKLAR DUYMASIN
Uzaktan kumandanın patronu kadınlardır. Kadınların izlediği diziye karada ölüm yoktur. Kadın meselelerinin işlendiği diziler daha şanslıdır.
Pınar Bulut/Kerem Deren – EZEL
Yapıldıkça, daha iyilerini. Ne mutlu ki. Tutan bir tür hikayeyi biraz değişiklik yapıp tekrar tekrar seyircinin önüne koyma devri bitti. İnsanlar yeni şeyler arıyorlar artık. Özgün işlere paye veriyorlar. Yoksa çok sıkıcı olacaktı televizyonlarımız.
Kerim Ceylan – GÖNÜLÇELEN
Bu sorunun cevabını vermek hiç kolay değil. Şu an çok değişken bir izleyici profili var. “Kesin tutar” denilen işlerin tutmadığını, “kesin batar” denilen işlerin çok izlendiğini geçmiş yıllarda sık sık gördük. Bir kaç sene içinde seyirci profilinin daha da değişeceğini düşünüyorum. Dolayısıyla televizyondaki işler de daha fazla çeşitlenecektir. Bu çeşitlilik kaliteyi de beraberinde getirecektir. Eğer ki; dizi süreleri de 90-100 dakikadan daha insani sürelere düşerse Türkiye çok daha kaliteli yapımlar izleyebilir.
Süleyman Çobanoğlu – KILIÇ GÜNÜ
Türk televizyon seyircisi kaprislidir. Hikaye derinliğine, ağır akışlara tahammül etmez pek. Acelecidir, çabuk bıkar ve çok tv seyreder. Üstelik, televizyon yapımlarıyla gerçek hayat arasındaki sınır çoğu zaman delik deşiktir. O yüzden, bizde bir dizi 10 yıl yayında kalmışsa, bu aşılamaz bir rekor olur. Hızlı pişirip hızlı tüketiyoruz. Oysa bir proje hiç de kolay çıkmaz; daha da önemlisi, iyi fikir, yenilik getiren fikir çıkmaz her zaman. Tür olarak soruyorsanız, aynı ülke Kurtlar Vadisi’ni de seyrediyor, Yaprak Dökümü’nü de”¦ Sakarya Fırat’ı da seyrediyor, Türk Malı’nı da”¦ Dolayısıyla, ne yapıldığından çok, nasıl yapıldığı öne çıkıyor.
BİR BÖLÜMDEN KAÇ LİRA KAZANACAKSINIZ?
Birol Güven – ÇOCUKLAR DUYMASIN
Dizi senaristleri ödemelerini haftalık alırlar. Genellikle bir dizi bütçesinin yüzde beşi senaryo bedeli olarak ödenir. Bütçeler 180.000 – 200.000 TL den başlar.
Pınar Bulut/Kerem Deren – EZEL
Çok değişken, belirli bir sistem yok. Dizinin bütçesi, yazarın tecrübesi ve geçmiş başarıları, dizinin rating başarısı, bu başarıya oranlı rating bonusları, başlangıçtaki ücret pazarlığı, yazarın o diziye sağladığı katkının kapsamı, bunların hepsi alacağı ücreti değiştiriyor. Sınırı çıkardığınız iş belirliyor diyebiliriz.
Kerim Ceylan – GÖNÜLÇELEN
“Kim ne kadar kazanıyor” konusu bu aralar çok fazla işlenmeye başladı. Nedenini açıkçası anlamıyorum. Sadece şunu söyleyim. Eğer bu işe para kazanmak için girmeyi düşünen varsa hiç niyetlenmesin.
Süleyman Çobanoğlu – KILIÇ GÜNÜ
Bu konuda standart bir uygulama yok. Bu yaptığınız anlaşmaya, yapımın performansına vs bağlı bir mesele. Ama genel uygulama, haftalık ücretlendirme şeklindedir. Sınır konusunda ise bir şey söylemek mümkün değil.
REYTİNG TAHMİNLERİNİZ TUTUYOR MU?
Birol Güven – ÇOCUKLAR DUYMASIN
Hedef kitleleri incelemek önemlidir. Örneğin sizi gençler izliyor ama yetişkinler izlemiyorsa yetişkinlerin ilgisini çekecek hikayeler yapmakta yarar vardır.
Pınar Bulut/Kerem Deren – EZEL
Biz seyrederken sıkıldıysak, düşer diyoruz. Yok heyecanla kaldıysak koltukta, o zaman aslında ratingin ne geleceğini pek umursamıyoruz. Bizim tahminlerimizin çok yanıldığı da oluyor, belli olmuyor. Çevredeki yorumlar bazen bir ölçü veriyor. Özellikle internet. Yapılan yorumlardan aşağı yukarı bir şeyler çıkarıyoruz. Ama yorum yapan gruba dikkat etmelisiniz. Herkesin beğenisi yüksek reyting demek değil. Zamanla öğreniyorsunuz zaten.
Kerim Ceylan – GÖNÜLÇELEN
Biz de normal bir vatandaş gibi (!) reytingleri internet sitelerinden takip ediyoruz. Bazı tahminlerimiz, ön görülerimiz, beklentilerimiz tabii ki oluyor. Ancak her zaman tuttuğunu söyleyemem. Zaten bu reyting işlerine çok fazla kapılmamaya çalışıyorum. Takip ediyorum, önemsiyorum ama esiri olmuyorum.
Süleyman Çobanoğlu – KILIÇ GÜNÜ
Günlük olarak takip ediyoruz tabii. Ve aşağı yukarı, büyük ölçüde de, tahminde bulunabiliyoruz. Reytingi doğru okumak dizi yapımında çok önemli bir faktör. Sahip olduğunuz tek ölçüm bu çünkü.
TUTAN DİZİ NASIL YAZILIR?
Birol Güven – ÇOCUKLAR DUYMASIN
Bunun bilinen bir yolu yok. Su yolunu bulur. Her senaristin farkedilme öyküsü birbirinden farklıdır. Hiçbir iki senarist aynı yolu izleyerek başarılı olmamıştır. Başarı hikayeleri kendine özgüdür. Bundan sonraki senaristler de kendi yollarını bulacaklardır ama asla yeni senaristler için bir başarı formülü oluşturamayacaklardır. Bu işin doğası bu.
Pınar Bulut/Kerem Deren – EZEL
Senarist, önce zanaatına hakim olmalı. Senaryo, yazım türleri içinde matematikle en ilintili olanı. O matematiği öğrenmek gerek, her şeyden önce. İyi ya da kötü yazmaktan çok, senaryo tanımına uyan bir şey yazabilmek gerek. Senaryo yazmak, sahne, diyalog sıralamaktan çok daha önemlisi ve öncesinde, uzun araştırma yapmak demek. O araştırmayı, dizinin bütününe, tüm sezonuna yaymak demek. Senaryoyu yazmadan önce, kurgulamak, o kurgunun içinde oynamak, seçenekleri denemek demek.
Tutan bir dizi senaryosu yazmak, her şeyden önce, iyi düşünülmüş, araştırılmış, ilk akla gelenler değil, üçüncü, dördüncü akla gelenlerle uğraşılmış, iyi örülmüş, sağlam bir senaryo yazmak demek. Öyle bir senaryonun değeri, okunduğu anda anlaşılır. Yani, bizce, senarist, senaryo yazmayı öğrenmenin evrelerinden, sabırla geçmeli. Sektörün en temel eksiği de bu. Kendini geliştirmiş senariste öyle ihtiyaç var ki, o ihtiyacın karşılığı olacak senarist, insan tanıma, onlarla ilişki kurma evrelerini kısa yoldan geçer.
Kerim Ceylan – GÖNÜLÇELEN
Bir senarist nereden gelmeli, nereden geçmeli bilmiyorum. Ama eğer iyi bir hikayesinin olduğunu düşünüyorsa onunla yatıp onunla kalkmalı. Yarattığı her karakteri en yakın arkadaşıymış gibi tanımalı. Tepkilerini, sevinçlerini, korkularını, zayıf yönlerini bilmeli… Bunu kendi hayat tecrübesi ve sinema bilgisiyle harmanlamalı… Son olarak da ortaya çıkan senaryo onu heyecanlandırmalı… Her iş kolunda olduğu gibi tabii ki burada da sektörle, çalışma arkadaşlarıyla iyi ilişki kurmak önemli. Şans ise hayatta size ne kadar lazımsa bu işte de o kadar lazım diyebilirim.
Süleyman Çobanoğlu – KILIÇ GÜNÜ
Senaryo yazarlığının temeli, karakter ya da karakterler yaratmak, sonra da bu karakterleri belli bir gerilim ve matematik dahilinde “yaşatmak”tır diyebiliriz. Şansla yazar olunmaz. Geçici başarılar sağlayabilirsiniz ama yeterli değildir. Öte yandan, ben senaryo yazarlığı için edebiyat akrabalığını şart görürüm. Topallayan bir Türkçe ile, sakat ifadelerle senaryo yazsanız da bu bir şey değildir. Türk Sinemasında da, dünya sinemasında da, ciddi sinema eserleri, her şeyden çok edebiyata dayanır, edebiyatla yakınlığı vardır. Son dönemde pek çok isim geldi geçti. Ancak hiç biri, iki merhum ismi, Tarık Buğra ve Attila İlhan’ı unutturamadı bize… Televizyon yazarlığı ne kadar “iş” de olsa, “gösteri” de olsa, bence bu böyledir.
KİMSEYİ TANIMADAN DİZİMİ NASIL SATARIM?
Birol Güven – ÇOCUKLAR DUYMASIN
Yapım şirketlerinin ve kanalların drama değerlendirme bölümlerine projelerini sunmaları gerekmektedir. Önce projeyi kısaca anlatmakta yarar var. Bu kurul üyelerinin projenin tamamını detaylı bir şekilde okumama ihtimali yüksektir. Bu yüzden onların ilgisini çekecek ve projenin tamamını okumalarını sağlayacak kısa ve etkili bir öykü şeklinde yazmak çok önemlidir. Asıl sorun diğer projeler arasından farkeilebilme sorunudur.
Kaynak:Sabah