PwC ile Urban Land Institute (ULI) tarafından hazırlanan ve Avrupa gayrimenkul sektörüne ışık tuttuğu belirtilen “Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2020” raporunun sonuçları, İstanbul’da düzenlenen toplantıda açıklandı. PwC Türkiye Gayrimenkul Sektörü Lideri Bayraktaroğlu, toplantıda yaptığı konuşmada, 3’ü Türkiye’den olmak üzere 905 katılımcının yer aldığı ve bu yıl 17’ncisi hazırlanan rapora göre, Avrupa gayrimenkulünün tüm politik belirsizliklere, maliyet artışlarına ve karışıklıklara rağmen yine de olumlu olduğunu söyledi.
Bayraktaroğlu, araştırmaya göre, politika ve ekonomideki dalgalanmalara rağmen Avrupa genelinde sektör liderlerinin, gayrimenkulün cazip ve talep gören bir yatırım alanı olmaya devam edeceği görüşünde bulunduğunu ifade ederek, Avrupa’da en iyi yatırım aracı olarak hala gayrimenkulün görüldüğünü, getiri oranlarının yüksek olduğunu söyledi.
Raporda, pozitif ancak temkinli bir yaklaşımın öne çıktığını vurgulayan Bayraktaroğlu, araştırmaya katılanların 3’te 2’sinden fazlasının “2020’de şirketlerine en büyük etkiyi artan inşaat maliyetlerinin yapacağını” söylediğini aktardı. Bayraktaroğlu, uygun fiyatlı konutların olmamasının gayrimenkul yatırımcıları için hem endişe hem de fırsat oluşturduğunu belirterek, katılımcıların yüzde 61’inin gelecek yıl uygun fiyatlı konut konusunun daha da derinleşeceğini belirttiğini söyledi.
Politik belirsizliğin önemli bir endişe kaynağı olduğuna dikkati çeken Bayraktaroğlu, katılımcıların önemli bir kısmının da ulusal politikalar noktasında kaygılı olduğunu dile getirdi. Bayraktaroğlu, sektörün özellikle iklim riskleri konusunda daha da bilinçlendiğini ifade ederek, “Araştırma katılımcılarının neredeyse yarısı, halihazırdaki gayrimenkul portföylerinde iklim değişikliği riskinin yükseldiğini, yüzde 73’ü ise bu riskin önümüzdeki 5 yılda daha da artmasını beklediğini belirtti.” dedi.
Paris, 2020 İçin Yatırım Fırsatı Sunan Şehirler Arasında İlk Sırada
Ersun Bayraktaroğlu, raporda, likidite, istikrar ve fırsat sunduğuna inanılan kentlerin de sıralandığını aktararak, şunları kaydetti:
“Yatırımcılar, 2020 yılı için Paris’i listenin başına koydu. Brexit’ten, 2024 olimpiyatlarından ve Büyük Paris projesinden beklenilen zincirleme fayda sebebiyle 31 Avrupa kentinin yer aldığı listenin başında Paris geliyor. İlk 10’da yer alan diğer kentler Berlin, Frankfurt, Londra, Madrid, Amsterdam, Münih, Hamburg, Barselona ve Lizbon şeklinde… İlk 10’da 4 Alman kentinin yer alması Almanya ekonomisiyle ilgili endişeleri geçersiz kılıyor.”
Bayraktaroğlu, Brexit’le ilgili süren endişelere rağmen Londra’nın bu yıl listede 4’üncü sırada yer aldığını ancak merkezi iş alanlarındaki gayrimenkullerin iyi performans göstermesine karşın Manchester, Birmingham ve Edinburgh gibi İngiliz kentlerinin ilk 10’da yer alamadığını söyledi.
Listede Türkiye’den temsil edilen tek kent olan İstanbul’un 30’uncu sırada yer aldığını belirten Bayraktaroğlu, “Daha önce ilk sıralara kadar yükselen İstanbul, son yıllarda yaşanan ekonomik dalgalanmanın ve olumsuz gelişmelerin etkisiyle gerilemiş durumda. Ancak tekrar yukarılara tırmanacağına inancımız tam.” dedi. Bayraktaroğlu, iyi pazar dinamiklerinin, likiditenin, geleceğe yönelik toplumsal refahı artırıcı adımların ve kentsel mobilitenin artmasıyla gayrimenkulün bir hizmet ürünü haline dönüşmesinin, gelişen teknolojik altyapıyla geleceğe daha umutla bakılmasına imkan sağladığını kaydetti.
“Lojistik Tesislere, Yaşlı Ve Bakım Evlerine Yatırım Artıyor”
ULI Türkiye Başkanı Zafer Baysal da Avrupa’da gayrimenkul yatırımcılarının yatırım tercihlerinin zamanla değişebildiğini ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yatırımcıların iştahlarının belirgin olarak lojistik tesislerine, yaşlı bakım ve emekli evlerine, paylaşımlı ekonomi kapsamındaki karma kullanımlı yaşam projelerine, öğrenci yurtlarına, sağlık tesislerine, data merkezlerine, servisli apartmanlara, paylaşımlı ofislere, esnek hizmetler sunan servisli ofislere, endüstriyel depolara, self-servis depolama alanlarına, otellere, bilim parklarına, sosyal meskenlere ve şehir merkezlerindeki MİA bölgesi ofislerine kaymakta olduğunu yıllar itibarıyla artarak gözlemlemekteyiz.”
Baysal, 7-8 yıl önce ön sıralarda yer alan AVM’lere yatırımcı talebinin epey azaldığını ifade etti. Geliştirme ve inşaat maliyetlerinin artmasıyla Avrupa’da ev sahibi olmanın gittikçe zorlaştığını vurgulayan Baysal, hükümetlerin kira artışını kontrol altına alması yönünde baskıyla karşı karşıya olduğunu anlattı.
Etkinlik kapsamında, sektörün önde gelen şirketlerinin yetkilileri, raporun sonuçlarını değerlendirdi.