Franz Kafka , 1883 yılında Avusturya-Macar İmparatorluğu topraklarında kalan Prag şehrinde dünyaya geldi. Aşkenaz Yahudilerinden, Almanca konuşan orta direk bir ailenin çocuğu olan Kafka, ailesinden Almanca öğrendiği gibi aynı zamanda Çekçe okuma yazma da biliyordu. Evlerinde ise bir trajedi yaşanıyordu. İki genç kardeşi Georg ve Heinrich daha çocukken vefat etmişti ve üç kız kardeşin arasında Kafka tek erkek çocuk olarak kaldı. Daha sonra 3 kız kardeşi de Nazi ölüm kamplarında ya da Polonya gettolarında hayatını kaybetti. Kafka hem annesiyle hem de babasıyla zor anlaşan birisiydi. Annesi onun yazar olma hayallerini anlayacak kadar entelektüel derinliğe sahip değildi. Başarılı bir iş adamı olan babası ise oğlunun yaratıcı yönüyle pek ilgilenmiyordu ve katı birisiydi. Hayatının daha sonrasında hem romantik ve hem de diğer sosyal ilişkilerinde yaşadığı zorlukların babasıyla olan karmaşık ilişkinin sonucu olduğu düşünülmektedir. Ayrıca eserlerindeki karakterlerin karşısında bir insanın iradesini kolay bir şekilde kırabilen ve öz-değer duygusunu yok edebilecek bir tür zorba gücüne karşı çıkmaktadır.
Ortaokulda iyi notlara sahip olan ünlü yazar Franz Kafka 1901 yılında Deutsche Karl-Ferdinands Universitat’a katıldı. Burada kimya bölümüne başlayan Kafka, iki hafta sonra hukuk bölümüne geçti. Hukuk bölümü her ne kadar geniş iş olanaklarına sahip olsa da hiçbir zaman Kafka’yı heyecanlandırmadı. Boş zamanlarında Alman çalışmaları ve Sanat Tarihi derslerine de girdi. Okulun edebiyat etkinliklerinde daha sonra hayatı boyunca en yakın arkadaşlarından biri olacak olan Max Brod ile çalıştı. Brod ile beraber Plato’nun Protagoras eserini Yunanca, Flaubert’in Léducation sentimentale ve La Tentation de St. Antoine eserlerini Fransızca olarak okudu. Kafka daha sonra Fyodor Dostoyevsky, Flaubert, Nikolai Gogol, Franz Grillparzer ve Heinrich von Kleist gibi isimleri kendisinin kan kardeşi olarak gördü. Çek edebiyatına ilk duydu ve Goethe’nin çalışmalarını inceledi. Kafka’nın eğitimi 1906 yılında sona erdi ve daha sonra zorunlu olarak 1 yıllığına avukatlık stajı yaptı.
İş Hayatı
Stajdan sonra Kafka 1907 yıllının sonlarına doğru İtalya merkezli bir sigorta acentesinde işe girdi. Bu iş onun için son derece zordu ve günde 10 saatlik bir mesaisi bulunuyordu. Zorlu çalışma ortamı ve uzun çalışma saatleri, onun yazı yazmak için istediği zamanı yaratamamasına neden oluyordu. Burada bir yıldan az çalışan Kafka daha sonra Bohemya Krallığı İşçi Kaza Sigortası Enstitüsü’nde işe girdi. Burada oldukça başarılı oldu ve çok çalışarak patronunun sağ kolu haline geldi. Hatta Peter Drucker baretin icadının Kafka tarafından gerçekleştirildiğini iddia etti ancak buna dair herhangi bir rapor ya da belge bulunamadı. Kafka’nın babası bu işi sadece geçimini sağlayan sıradan bir iş olarak görüyordu. Kafka işinde çok başarılı olması ve hızla yükselmesi sayesinde genellikle öğlen 2’den sonra ofisten ayrılıyor ve yazı yazmaya vakit bulabiliyordu. Ünlü yazar 1917 yılına kadar burada çalıştı ve daha sonra tüberküloza yakalandığı için işinden ayrıldı. Hastalık nedeniyle 1922 yılında da emekli olmak zorunda kaldı.
Eserleri
Kafka bir yandan hayatını kazanmaya çalışırken bir yandan da birçok eser kaleme aldı. Onun bu eserleri yazabilmesi için en büyük desteği en yakın arkadaşı Max Brod verdi. Brod’un desteği Kafka hayata gözlerini yumduktan sonra da devam etti. Kafka, öldükten sonra ünlü olan nadir yazarlardan bir tanesidir. Hayattayken tüm eserlerinin çok küçük bir kısmı yayınlanmıştı. En sevilen ve en çok satan kitaplar arasında bulunan eseri Dönüşüm 1912 yılında tamamlandı ve 1915 yılında yayımlandı. Dönüşüm’ün yanı sıra kısa hikayeler ve daha sonra Dava’nın içerisinde de yer alan Yasa’nın Önünde eserlerini de kaleme aldı.
Kafka hastalığından dolayı ölmeden önce arkadaşı Max Brod’a tüm çalışmalarını ve eserlerini yakmasını istedi. Neyse ki Brod yakın arkadaşının bu son dileğini yerine getirmedi ve 1925 yılında yazarın en başarılı eseri olacak olan, umutsuz bir mahkeme sisteminde hiçbir zaman işlediği kanıtlanamayan bir suçla suçlanan ve kendini savunmak zorunda kalan Joseph K.’yi merkeze alan kitabı Dava’yı yayınladı. Bir sonraki yıl da yine dominant konumdaki bürokrasiye karşı çıkan Şato’yu yayınladı. 1927 yılında ise ailesi tarafından Amerika’ya gönderilen bir gencin hikayesi olan Amerika yayınlandı. Bu kitapta, diğer kitaplarında da olduğu gibi babasıyla problemler yaşayan bir karakter yer alıyordu. 1931 yılında ise Kafka’nın 14 yıl önce yazmış olduğu kısa hikayesi Çin Seddi’nin İnşası yayınlandı.
Kafka öldüğünde çok küçük bir okuyucu grubu tarafından bilinen bir yazardı. Max Brod’un eserlerini yayınlaması ile beraber özellikle İkinci Dünya Savaşı döneminde çok popüler hale geldi ve Alman edebiyatını etkiledi. 1960 yılında yılında dilimize “Kafkaesk” olarak geçen anlatım akışının doğal bir parçası olarak bilinen gerçeklikten kopma ya da uzaklaşma durumu anlamına gelen İngilizce “Kafkaesque” kelimesi ortaya çıktı. 1988 yılında Dava’nın el yazması açık arttırmada 1.98 milyon dolara satılarak en pahalı modern el yazması oldu. Dava hala daha günümüzde 20. yüzyıl Alman edebiyatının en büyük eseri olarak kabul edilmektedir.
Franz Kafka Sözleri
- Kendinle dünya arasında bir kavga olursa mutlaka dünya üzerine bahse gir.
- Benim yalnızlığımda insanlar dolu.
- Odamda günlerdir yalnızım, ziyanı yok sanki dünyada da yıllarca yalnız değil miydim?
- Yorgunum, hiçbir şey bilmiyorum; tek arzum yüzümü kucağına koymak, başımın üzerinde dolaşan elini hissetmek ve sonsuza kadar öyle kalmak.
- Bir kitap içimizdeki dönmüş denize inen bir balta gibi olmalı.
- Gözlerim aylar sonra ilk kez bir işe yarayacak, seni görecek.
- Belki bir şeylere sahipsin ama kendi varlığının yok savına verdiği cevap sadece bir titreme ile yürek çarpıntısı oldu.
- İyiler uygun adım yürür. İyilerin varlığından habersiz olan başkaları ise onların etrafında dans eder ve zamanın onlara verdiği oyunu oynar.
- İnsanın iki ana günahı vardır, öbür günahlar bunlardan çıkar. Sabırsızlık ve tembellik. İnsanlar sabırsız oldukları için cennetten kovuldular ve tembellik yaptıklarından geri dönemiyorlar. Belki de insanların sadece bir günahları var o da sabırsızlık. Sabırsızlıkları yüzünden kovulmuşlardı, sabırsızlıkları yüzünden geri dönemiyorlar.
- Kıyamet gününü “kıyamet” olarak adlandırılmasının nedeni insanın zaman kavramımızdır, aslında kıyamet sadece bir tür sıkı yönetim mahkemesidir.
- Odandan çıkman gerekmez, masanda otur ve dinle. Hatta dinleme bile, sadece bekle. Bekleme bile, gerçekten sakin ve yalnız ol. Dünya kendini sana özgürce sunacaktır. Çünkü maskesinden sıyrılmak için başka seçeneği yok, huşu içinde yuvarlanacaktır ayaklarının dibine.
- Belirli bir noktadan sonra geri dönüş yoktur. Ama bu noktaya erişmek de gereklidir.
- Gerçek bölünemez, bu yüzden kendini tanıyamaz; her kim onu tanımak isterse bir yalan olmak zorundadır.
- Bir topluluğu kontrol etmek, bir insanı kontrol etmekten kolaydır. Bir topluluğun ortak bir amacı vardır. İnsanın amacı ise her zaman için şaibelidir.
- Kim terkedilmiş bir hayat yaşar ama yine de bazen insanlar arasına karışmak isteğini düşünürse, kim günün değişik zamanlarını, havadaki, iş durumundaki değişiklikleri dikkate alarak tutunabileceği bir insan kolu görmek isterse, sokağa bakan bir pencere olmadan uzun süre yapamaz.