Dış ticaret şirketlerine vergi avantajı, yatırımcılara da birçok teşvik sunuyorlar. Üstelik bazılarına vizesiz girebiliyoruz… İşte 1 saatlik mesafedeki 7 ülke
Slovenya, Hırvatistan, Sırbistan, Bosna Hersek, Karadağ, Kosova, Makedonya… Kısa sürede siyasi ve ekonomik istikrara kavuşan bu ülkelerin çoğuyla serbest ticaret anlaşmamız var. Dış ticaret şirketlerine vergi avantajı, yatırımcılara da birçok teşvik sunuyorlar. Üstelik bazılarına vizesiz girebiliyoruz…
YUGOSLAVYA’NIN dağılmasından sonra kurulan 7 ülke, ekonomik ve siyasi alanda ciddi adımlar atıyor. Bunlardan Slovenya, 1 Mayıs 2004’ten bu yana AB üyesi. Makedonya ve Hırvatistan da 2012’de tam üye olacak. Kişi başı milli geliri 6 bin doları geçen Sırbistan da AB’ye uyum çerçevesinde 350’den fazla yasa çıkardı.
Bosna Hersek ise yüzde 10’la Avrupa’da kurumlar vergisinin en düşük olduğu ülkelerden biri. Yabancı yatırımcılara tanınan 5 yıl kurumlar vergisi muafiyeti 1 Ocak 2008’de kaldırılmıştı. Ancak bu tarihten önce kurulmuş şirketler, bu ayrıcalıktan halen yararlanıyor. Yeni kurulan şirketler içinse kurumlar vergisi oranı yüzde 10.
Henüz AB üyesi olmamasına rağmen Kosova’yla birlikte para birimi olarak euro’yu kullanan Karadağ, birçok şirketini özelleştirerek önemli adımlar attı…
Balkanların çiçeği burnunda ülkeleriyle Türkiye’nin ilişkileri de büyük bir hızla gelişiyor. Türkiye’nin AB üyesi Slovenya’yla dış ticareti 1 milyar dolara dayandı. Sırbistan’la 1 Haziran 2009 tarihinde imzalanan serbest ticaret anlaşması (STA), 1 Eylül 2010’da yürürlüğe girdi. Türkiye ile Sırbistan arasında geçen temmuz ayından bu yana vize de uygulanmıyor.
Ankara, bu ülkelerden Makedonya ve Karadağ’la da STA imzalamış durumda. Türk vatandaşları Karadağ ve Kosova’ya vizesiz girebiliyor. Türk ihracatçısı açısından henüz bakir olan bu ülkelerden, gümrük vergisinin olmaması nedeniyle ithalat da cazip…
SIRBİSTAN
Devlet teşvikleri artırıldı
2009 yılında gayri safi yurtiçi hasılası 50 milyar doları bulan Sırbistan’da kişi başı milli gelir 6 bin 130 dolar. 1990’lı yıların başından itibaren bölgede yaşanan savaşlar ve yaptırımlar nedeniyle ağır zarara uğrayan Sırbistan, demokrasiye geçişle birlikte AB’yle bütünleşmeyi hedefleyen kararlı bir ekonomik program uygulamaya başladı. Yapısal reform niteliğinde bugüne kadar 350’den fazla yasa çıkarıldı.
Sırbistan ekonomisi, tarım ve sanayiden hizmetler sektörüne kayıyor. Ülkenin tarımsal üretimi tahıl, mısır, şekerpancarı, ayçiçeği, kenevir ve hayvansal ürünlerden oluşuyor. Meyvede ise Avrupa’nın en önemli üreticilerinden biri. Çoğunluğu ülkenin kuzey kısmındaki Voyvodina’da bulunan tarım sektörünün önemini bundan sonra da sürdürmesi bekleniyor.
Sırbistan’ın kimya, tekstil, otomotiv, mobilya ve gıda sektörlerinde köklü sanayi kuruluşları var. Bu tesislerin çoğu halen devletin elinde. Türk firmaları bu tesislerin özelleştirme ihalelerine girebilir. Özelleştirme kapsamındaki tesisler arasında çimento ve demir-çelik fabrikaları, zirai donanım araçları üreten işletmeler, petro kimya tesisleri ve tütün kuruluşları başı çekiyor.
Türkiye’nin Belgrad Büyükelçisi Suha Umar, yatırım yapılabilecek sektörleri tekstil, otomotiv, cam sanayi, gıda, turizm ve enerji olarak sıralıyor. Ayrıca doğalgaz depolama tesisleri ve küçük ölçekli hidroelektrik santrallerinin kurulabileceğini belirtiyor. Sırbistan’da inşaat ve müteahhitlik firmalarına da iş çok.
Sırbistan, yabancı yatırımcılar için cazip bir ülke. Dış ticaret ve yabancı yatırımcılara ilişkin mevzuatları oldukça basit. İşletme maliyeti birçok Orta ve Doğu Avrupa ülkesine göre düşük. Vergi sistemi de yatırımcılar için uygun. Yüzde 10’la Avrupa’da kurumlar vergisinin en düşük olduğu ülkelerden biri. KDV ise yüzde 18.
Proje büyüklüğü 200 milyon euro’nun üzerinde olan ve en az bin kişinin istihdam edileceği yatırımlarda, yatırım tutarının yüzde 25’i devlet tarafından karşılanıyor. 50 milyon euro’nun üzerinde ve asgari 50 kişinin istihdam edileceği projelerde ise yatırım tutarının yüzde 20’si sübvanse ediliyor. Yatırım bedeli 8 milyon euro’nun üzerinde olan ve en az 100 kişinin istihdam edildiği projelerde, yatırımcı 10 yıl kurumlar vergisinden muaf tutuluyor. Gelişmemiş bölgelerde yapılan yatırımlarda ise yatırım tutarına bakılmaksızın yatırımcılara 5 yıl kurumlar vergisi muafiyeti tanınıyor.
Vergi teşvikleri arasında, duran varlık yatırımlarının yüzde 80’ine kadar kurumlar vergisi kredisi, maaş vergi ve sosyal sigorta primi muafiyeti, vergiye tabi gelirin yüzde 50’sine kadar yıllık gelir vergisi indirimi de var. Serbest bölgelerde yapılan yatırımlar ise özel avantajlara ve vergi rejimine tabi. Bu bölgelerde ihraç kaydıyla yapılacak üretim için alınan makine teçhizat ve hammadde ithalatı, KDV ve gümrük vergisinden muaf tutuluyor.
Suha Umar, Türk firmalarının Sırbistan’da daha çok müteahhitlik alanında faaliyet gösterdiklerini söylüyor. Örneğin, 200 milyon euro tutarındaki ABD büyükelçiliğinin inşaatını, ABD’li Framoco ile konsorsiyum kuran Kolin ve Epik İnşaat gerçekleştiriyor. Yüksel İnşaat ise Türk Eximbank kredisiyle otoyol inşa ediyor. Bunların dışında tekstil, gıda, inşaat malzemeleri ve halı sektörlerde faaliyet gösteren küçük ve orta ölçekli Türk firmaları var.
Türkiye ile Sırbistan arasında 1 Haziran 2009 tarihinde imzalanan serbest ticaret anlaşması, 1 Eylül 2010 tarihinde yürürlüğe girdi. Böylece Sırbistan menşeli sanayi ürünlerinin Türkiye’ye ithalatında uygulanan gümrük vergileri sıfırlandı. Türk mallarının gümrük vergisi ise 1 Ocak 2015’te tüm ürünleri kapsayacak şekilde kademeli olarak kaldırılacak. Türkiye ile Sırbistan arasında geçen temmuz ayından bu yana vize de uygulanmıyor.
Türk firmaları Sırbistan’a margarin, çikolata, şekerleme, un ve unlu mamuller, makarna, fındık, antepfıstığı, kayısı, incir, turunçgiller, zeytinyağı, balıkçılık ürünleri ve domates satabilir. Ayrıca iplik ve kumaş başta olmak üzere tekstil ürünlerine de pazar var. Sırbistan’dan ithal edilebilecek ürünlerin başında ise şarap, hububat ve bakliyat ile bebek mamaları geliyor.
- Başkenti Belgrad
- Nüfusu 7.4 milyon
- Para birimi Sırp Dinarı
- İhracatı 8.3 milyar dolar
- İthalatı 15.6 milyar dolar
HIRVATİSTAN
2012’de AB üyesi olacak. Hırvatistan ekonomisi 2001-2008 döneminde ortalama yüzde 4.4 büyüdü. Ancak 2008 yılındaki global krizden etkilendiği için 2009’da yüzde 5.8 ekonomik küçülme yaşadı. Ülkenin 63.1 milyar dolarlık gayri safi yurtiçi hasılası var.
Hırvat Elektrik Kurumu ile tersane ve limanların özelleştirilmesi gündemde. AB’yle tam üyelik görüşmelerine 2005’te başlayan Hırvatistan, siyasi ve ekonomik politikalarını birlikle uyumlu hale getirmek için yeniden düzenliyor. Yugoslavya’dan ayrılan diğer ülkelerle kıyaslandığında bu konuda attığı adımlarla dikkat çekiyor. Yabancı yatırımcılara kolaylık sağlamak üzere çeşitli yasalar çıkararak bu yönde kurumlar oluşturdu. Ülkenin AB’ye 2012 yılında tam üye olması bekleniyor.
İstikrarlı bir ekonomiye sahip olan Hırvatistan’ın en önemli avantajlarından biri coğrafi konumu. Çünkü Adriyatik Denizi’ne en uzun kıyısı olan ülke. Hırvatistan’da birçok Türk yatırımı var. Dubrovnik şehrindeki Libertaş oteli, 2004 yılında Rixos Otelleri ve Sembol A.Ş. isimli Türk firmaları tarafından satın alındı. 2009’un temmuz ayında faaliyet geçen 5 yıldızlı otel Libertaş-Rixos ismiyle hizmet veriyor.
Uzel Grubu ise yine Dubrovnik’te bulunan Dubrayka otelini 2001 yılında satın almıştı. Yenilenen otel, 2002 yılından bu yana Pucic Palace ismiyle Uzel Grubu tarafından işletiliyor.
Hırvatistan’daki bir başka önemli Türk yatırımı da Doğuş Holding’in Sibenik’te kurduğu, büyük hacimli 65 yatın yanaşabildiği Marina Mandalina…
Türkiye ile Hırvatistan arasında 2002 yılında imzalanan serbest ticaret anlaşması, 27 Mayıs 2003’ten bu yana yürürlükte. Buna rağmen Türkiye’nin ticari ve ekonomik ilişkileri Hırvatistan’la da henüz istenen düzeyde değil. Türk ürünlerinin bu pazardaki payı sadece yüzde 1’ler seviyesinde bulunuyor. İki ülke arasındaki dış ticaret hacmi, 2009 yılında 329 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Türk Hırvat İş Konseyi Başkanı Hüseyin Çağatay Özdoğru, Hırvatistan pazarında inşaat malzemeleri, otomotiv yan sanayisi, mobilya, tekstil ve konfeksiyon ile ev tekstilinde fırsat olduğunu düşünüyor. Ayrıca otoyol ve konut açığının bulunması nedeniyle inşaat sektöründe büyüme beklendiğini belirtiyor. Özdoğru, turizm sektörünün de Türk firmaları tarafından değerlendirilebileceğini, birçok otelin yenilenmesinin gündemde olduğunu vurguluyor. Özdoğru, 2011 yılının ilk yarısında turizm sektöründe faaliyet gösteren Türk firmaların yetkililerinden oluşan bir heyeti Hırvatistan’ın sahil şehirleri olan Dubrovnik ve Split’e götüreceklerini açıklıyor.
Hırvatistan’ın üretim ve ihracatında önemli sektörlerden biri de gemi inşa sanayisi. Gerçi bu sektör daha çok kamunun elinde bulunuyor. Ancak AB’yle yürütülen müzakerelerde tersanelerin özelleştirilmesi ön koşul olarak belirlenmiş durumda.
Özdoğru, Türk firmalarının Hırvatistan ve ekonomik potansiyeli hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığı görüşünde: “İlgi eksikliğinin en önemli nedeni de bu. Oysa önceliklerini belirleyerek yatırım kararı aldıklarında, Hırvatistan’da destek alabilecekleri birçok kurum ve kuruluş bulunuyor.”
- Başkenti Zagrep
- Nüfusu 4 milyon 489 bin
- Para birimi Kuna
- İhracatı 15 milyar dolar
- İthalatı 28 milyar dolar
BOSNA HERSEK
Serbest ticaret anlaşması ihracatı patlattı
Sınırlarının büyük bölümü Hırvatistan’la çevrili olan Bosna Hersek, Sırbistan ve Karadağ’ın da komşusu. Adriyatik Denizi’ne sadece 20 kilometre kıyısı var. Nüfusunun yarısını Boşnaklar, diğer yarısını ise Sırp ve Hırvatlar oluşturuyor.
Bosna Hersek ekonomisi de önemli bir değişim geçiriyor. Serbest piyasa ekonomisinin sağlıklı işlemesi için gerekli olan kurumlar AB ve ABD’nin teknik ve finansal desteğiyle kuruluyor.
Ülkede yabancı yatırımcılara tanınan 5 yıl boyunca kurumlar vergisi muafiyeti 1 Ocak 2008’de kaldırıldı. Ancak bu tarihten önce kurulmuş şirketler, söz konusu muafiyetten önceki mevzuatta belirtilen şartlarda ve sürelerde yararlanmaya devam ediyor. Yeni kurulan şirketler için kurumlar vergisi oranı yüzde 10 olarak uygulanıyor. Ancak toplam gelirinin en az yüzde 30’unu ihracattan elde eden, ilk yıl 4 milyon marka olmak üzere 5 yıl boyunca 20 milyon marka tutarında yatırım yapan ve engelli çalıştıran firmalar kurumlar vergisi ödemiyor. Bosna Hersek’in Türkiye’ye ve Avrupa ülkelerine coğrafi yakınlığı da önemli bir avantaj. Ülkede halen 50 civarında Türk şirketi var. En büyük yatırımcılar arasında ülkede 50 şubesi bulunan Ziraat Bankası, Bosna Air’in yüzde 49’luk hissesini satın alan THY, kağıt fabrikası kuran Hayat Grubu ve Soda fabrikası işleten Şişecam var. Bosna Hersek’te kurucularının çoğunluğunun Türk girişimcisi olduğu 2 de Türk üniversitesi bulunuyor.
Türkiye’nin Bosna Hersek’e ihracatı son 10 yılda neredeyse 100 kat arttı. Serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girdiği 1 Temmuz 2003’ten itibaren özellikle Türkiye’nin ihracatında patlama yaşanıyor. Öyle ki 2000 yılında 26.9 milyon dolar olan Türkiye’nin ihracatı, 2008’de 572 milyon dolara ulaştı. Ancak ekonomik kriz nedeniyle 2009’da 226 milyon dolara geriledi. Türk ürünleri STA sayesinde Bosna Hersek’e sıfır gümrük vergisiyle giriyor.
Global ekonomik kriz Bosna Hersek’i de olumsuz etkilemiş. 2008 yılında yüzde 5.5 büyümenin ardından 2009’da yüzde 3.4 daralma kaydedildi. Bu yıl ise yüzde 0.5 ile 1 arasında bir büyüme bekleniyor. Ekonomik büyümenin yavaşlamasının en önemli nedeni yabancı sermaye girişinin azalması. 2009’un ilk 11 aylık döneminde gerçekleşen doğrudan yabancı yatırım miktarı 2008 yılına göre yüzde 30 azalarak 415 milyon euro oldu. Bu rakam, son 6 yılda ülkeye giren en düşük yabancı sermaye miktarı anlamına geliyor. Ekonominin yavaşlamasında iç talepteki gerilemenin de etkisi var. Tahminler, ülkenin 2011 yılından itibaren yeniden büyümeye geçeceği yönünde.
Bosna Hersek’te başta doğrudan tüketime yönelik olmak üzere hemen her ürünün pazarı var. Bu ülkeden ithal edilebilecek ürünlerin başında ise tarım ürünleri, ağaç ve orman ürünleri, kimyasal maddeler, hurda, savunma sanayii ve madencilik ürünleri geliyor.
Türkiye’nin Saraybosna Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Sinan Yanaz, Bosna Hersek’te iş yapmak için kendilerinden bilgi isteyen firma sayısının günden güne arttığını, ancak kurulan firma sayısının henüz istenen düzeyde olmadığını belirtiyor. Yanaz, AB’ye aday ülke olması nedeniyle başta tüketim malları olmak üzere Bosna Hersek’te birçok alanda üretim yapılabileceğini vurguluyor.
- Başkenti Saraybosna
- Nüfusu 4 milyon
- Para birimi Marka
- İhracatı 5.5 milyar dolar
- İthalatı 9.5 milyar dolar
MAKEDONYA
İnşaat ve gıdada potansiyel büyük
2004’ün nisan ayında AB’ye tam üyelik başvurusu yapan Makedonya, 17 Aralık 2005’te adaylık statüsü kazandı. Brüksel’le müzakereleri süren ülkenin 2012 yılında birliğe tam üye olması bekleniyor. 7 Eylül 1999’da imzalanan serbest ticaret anlaşması uyarınca, Türk ürünleri Makedonya’ya sıfır gümrükle girebiliyor. 2008’da 324 milyon dolar olan ikili dış ticaret hacmi, 2009 yılında küçük bir düşüşle 323 milyon dolar olarak gerçekleşti. Ancak Makedonya’nın toplam ithalatı içinde 2008’de yüzde 3.9 olan Türkiye’nin payı geçen yıl yüzde 5’e yükseldi.
Yugoslavya’nın dağılmasından sonra kurulan devletler içinde Türk firmaların en çok yatırım yaptığı ülke Makedonya. 2009’u “Türkiye yılı” ilan eden Makedonya’da yaklaşık 250 Türk şirketi var.
Koç Grubu, yaklaşık 20 milyon dolarlık yatırımla Üsküp’te Ramstore açmıştı. Haznedar Ateştuğla ise Dolomite Vardar adlı tuğla fabrikasını özelleştirmeden satın almıştı. Zorlu Holding’in Makedonya’da nevresim üreten bir tekstil fabrikası, Uzel’in de traktör fabrikası bulunuyor.
Makedonya’da yatırımı cazip kılan etkenlerden biri, gelişmiş bir bankacılık sektörünün olması. Ülkede 7’si yabancı sermayeli toplam 21 banka bulunuyor. 1999’dan 2008’e kadar şube olarak faaliyet gösteren Ziraat Bankası, 2008’de Ziraat Bank AD ismiyle ayrı bir genel müdürlük kurdu. Ziraat Bank’ın Gostivar ve Kalkandelen’de (Tetovo) de şubeleri var. İK Bank isimli bankanın çoğunluk hissesi ise Hollanda merkezli Demir-Halk Bank tarafından satın alındı.
Makedonya’da iş hacminin en yüksek olduğu sektörlerin başında inşaat geliyor. Üsküp ve Ohri havalimanlarının işletmesi, 1 Mart 2010 tarihinde TAV’a verildi. Bitola ve Strumica şehirlerine de havalimanı kurulması düşünülüyor.
Potansiyeli yüksek olan bir başka sektör de tekstil. Makedonya Ekonomi Odası’nın Türkiye Temsilcisi ve Onursal Başkanı Feridun Yeşil, elektriğin ve işçilik ücretlerinin Türkiye’ye göre ucuz olması nedeniyle bu ülkede tekstil ve konfeksiyon üretiminin cazip olduğunu düşünüyor.
Makedonların söz sahibi olduğu bir diğer iş kolu da şarapçılık. Yılda yaklaşık 230 bin ton şarap üretiyorlar. Ülkenin kuzey bölümü kırmızı, güney bölümü ise beyaz şarap üretimi için oldukça elverişli.
Kişi başı milli gelir 3 bin 233 dolar. Ancak turizm gelirlerinin artmasıyla birlikte ülke giderek zenginleşiyor. Özellikle Ohri, Prespa ve Dojran Gölü çevresi turizm açısından önemli potansiyel taşıyor.
Makedonya, daha fazla yabancı sermaye çekebilmek amacıyla Bunardzik, Üsküp ve Gevgelija şehirlerinde serbest ticaret bölgeleri kurmuş. Üç şehirde daha kurulması planlanıyor. Bu bölgelerde faaliyet gösteren şirketlere, üretim girdilerinin ithalinde gümrük vergisi muafiyeti ve gelir vergisinden belli oranlarda muafiyet sağlanıyor. Tarım ve hayvancılık sektörüne yapılacak yatırımlara da vergi muafiyeti uygulanıyor.
2 milyon 800 bin nüfusa karşılık geniş topraklara sahip olan Makedonya’da, süt ve süt mamulleri üretimi de son derece cazip. Feridun Yeşil, bu alanda yatırım yapan firmalara 5 yıl vergi muafiyeti ve bedava arsa gibi teşviklerin verildiğini söylüyor.
- Başkenti Üsküp
- Nüfusu 2.8 milyon
- Para birimi Dinar
- İhracatı 2.040 milyar dolar
- İthalatı 3.097 milyar dolar
KARADAĞ
Turizmde en hızlı büyüyen ülke
Kişi başı milli geliri 9 bin 900 dolar olan Karadağ, yaklaşık 650 bin nüfusuyla küçük bir balkan ülkesi. Ancak son dönemde yabancı yatırımcılar tarafından yoğun ilgi görüyor. IMF, Dünya Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası üyesi olan ülke, AB ve NATO ile de üyelik görüşmelerini sürdürüyor. Henüz AB üyesi olmamasına rağmen para birimi olarak euro’yu kullanıyor. Dünya Ticaret Örgütü’yle de üyelik konusunda müzakerelere başlamış durumda.
Son 5 yılda 1 liman, 2 telekomünikasyon şirketi, 1 alüminyum fabrikası, 1 petrol dağıtım şirketi, ülkenin tek bira fabrikası ve birçok otel özelleştirildi. Finans kuruluşlarının da tamamına yakını özel sektöre devredildi. Karadağ Merkez Bankası kayıtlarına göre, 2009 yılı aralık ayı itibariyle ülkede faaliyet gösteren 11 bankadaki toplam yabancı yatırım oranı yüzde 80’i buluyor. 40’a yakın şirket özelleştirme kapsamında bulunuyor. Bunlar arasından Podgorica Havalimanı ve Karadağ Hava Yolları gibi işletmeler de var.
Karadağ, inşaat ve hizmet sektörlerindeki canlılık sayesinde 2008’de yüzde 8 büyüme kaydetmişti. Ancak global kriz nedeniyle 2009’da yüzde 4.5 küçüldü. Yine de ülke ekonomisi hala canlılığını koruyor. Nitekim AB Komisyonu tarafından yayımlanan ilerleme raporunda, Karadağ hükümetinin serbest piyasa ekonomisi yaratma çabasının sürdüğü ve birtakım yapısal reformları gerçekleştirdiği vurgulanıyor. Raporda, iş yapmanın önündeki engellerin kaldırılması amacıyla mevzuatların basitleştirildiği, mülkiyet hakları konusundaki bir yasanın da parlamentoda kabul edildiği belirtiliyor.
Karadağ ile Türkiye arasında ikili ekonomik ve ticari ilişkilerin yasal çerçevesi tamamlanmış durumda. İki ülke arasında serbest ticaret anlaşması var. Ayrıca yolcu ve eşyanın karayoluyla uluslararası taşınmasına ilişkin anlaşma ve ekonomik işbirliği anlaşması da imzalanmış durumda. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu bünyesinde, Türkiye ile Karadağ arasında de bir iş konseyi oluşturuldu. Ayrıca iki ülke arasında vize muafiyeti anlaşması var. Türk vatandaşları, 6 ay içerisinde 90 günü aşmamak kaydıyla Karadağ’a yapacakları seyahatlerde vizeden muaf tutuluyor.
Türkiye ile Karadağ arasındaki dış ticaret hacmi 2009 yılında 32 milyon dolar oldu. Bunun 25 milyon dolarını Türkiye’nin ihracatı oluşturuyor. Türkiye, Karadağ’a makine, giyim eşyası ve aksesuarları, elektrikli makine ve cihazları, tekstil ürünleri ile demir-çelik satarken; bu ülkeden metal cevheri satın alıyor.
Ülkedeki en büyük Türk yatırımı Bursa merkezli Gintaş Şirketler Grubu’na ait. Grubun Podgorica’da 36 milyon euro’ya kurduğu Mall of Montenegro alışveriş merkezi 58 bin metrekare alana sahip. Projeye 3’te 1 oranında Podgorica Belediyesi de ortak.
Türkiye’nin Podgorica Büyükelçisi Birgen Keşoğlu, ekonomik ve ticari ilişkilerin son dönemde ivme kazandığını ve Türkiye’nin büyük ölçekli firmalarının Karadağ’a ilgisinin arttığını belirtiyor. Keşoğlu, Karadağ’a doğrudan uçak seferleri başlatılması halinde ticari ilişkilerin daha da gelişeceğini vurguluyor.
Ülkedeki en önemli yatırım olanakları turizm, müteahhitlik, enerji, ulaşım ve inşaat sektörlerinde. Özellikle turizm, ülkenin can damarı durumunda. Dünya Turizm ve Seyahat Konseyi (WTTC), son 10 yılda turizm sektörünün en hızlı büyüdüğü ülkenin Karadağ olduğunu açıkladı. Konsey, 2015 yılında ülkenin milli gelirinin yüzde 20’sini turizmin oluşturacağını tahmin ediyor. Bu doğrultuda turizme verilen teşviklerin genişlemesi ve otel yatırımlarının artması bekleniyor. Turizm sektörü özellikle güney kesiminde gelişmiş durumda.
Karadağ, dünya pazarlarıyla bağlantı kurabilmek için ulaştırma projelerine de büyük önem veriyor. Bar ile Boljare şehirleri arasında yapılacak ve 2.8 milyar euro’ya mal olması hesaplanan otoyol, ülkenin en büyük yatırım projesi. 7 ülkeden geçmesi planlanan bin 500 kilometrelik Adriyatik-İyonya otoyolunun 95 kilometrelik kısmı Karadağ topraklarında yer alacak. Demiryollarının yenilenmesi ve tünellerin genişletilmesi de gündemde. Karadağ’ın en büyük limanı olan Bar Limanı’nın özelleştirilmesi ve Berane kentindeki havaalanının yeniden inşa edilmesi de plan aşamasında olan projeler arasında bulunuyor.
Yabancı yatırımcıların Karadağ’da şirket kurmalarında kolaylık sağlanıyor.
Bir limited şirket 4 işgünü içinde kurulabiliyor. Yabancı şirketler yasal olarak yerel firmalarla eşit muamele görüyor. Yabancı yatırımın miktarı veya hangi alanda yapılacağı konusunda herhangi bir sınırlama yok. Yabancılar serbestçe gayrimenkul satın alabiliyor.
Karadağ’da uygulanan vergilerde Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında düşük düzeyde. Kurumlar vergisi yüzde 9, KDV ise yüzde 7 ile 17 arasında. Yabancı yatırımcılar için vergi ve gümrük teşvikleri var. Karadağ’daki yatırım olanakları ve açılan ihaleler Karadağ Yatırım Teşvik Ajansı’nın web sitesinden (www.mipa.co.me) takip edilebiliyor.
- Başkenti Podgorica
- Nüfusu 628 bin
- Para birimi Euro
- İhracatı 288 milyon euro (2009)
- İthalatı 1.650 milyon euro (2009)
SLOVENYA
Birçok şirket özelleştirme kapsamında
Slovenya, 1 Mayıs 2004’te AB’ye tam üye oldu. Bu yüzden Türkiye ile arasındaki ticari ilişkiler gümrük birliği çerçevesinde yürüyor. Slovenya; makine, tekstil, gıda, elektrik- elektronik, kağıt, otomotiv yan sanayisi, plastik ve kozmetik sanayinde gelişmiş bir endüstriye sahip. Mercedes Benz, BMW, Audi, Renault ve Volkswagen’in birçok yedek parçası bu ülkede üretiliyor. Üretim maliyetlerinin düşük olması ve Avrupa pazarının yanı başında bulunması, hazır giyim perakendecisi birçok İtalyan firmanın üretimini burada yaptırmasına yol açıyor. Türk üreticileri her iki sektörde de Slovenlerle işbirliği yapabilir.
Kereste, mobilya ve dekorasyon malzemeleri üretimi de Slovenya’da oldukça yaygın. Zaten bu ürünler ülkenin başlıca ihraç kalemlerini oluşturuyor. Slovenya, son yıllarda büyük atak yapan Türk mobilya üreticilerinin, özellikle AB pazarlarına girmek için işbirliği yapabileceği ülke olarak görülüyor.
Orta, Doğu ve Güney Avrupa’nın ulaşım yolları üzerinde yer alan Slovenya, aynı zamanda denize çıkışı olmayan Avusturya, Slovakya, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan için bir kapı konumunda. Ülkenin gelişmiş deniz, hava, kara ve demiryolu ağı Batı Avrupa’ya kara ve deniz yoluyla mal götüren nakliye firmaları için önemli bir potansiyel oluşturuyor.
Kapılarını yabancı sermayeye açan Slovenya’da sanayi kuruluşlarının önemli bir bölümü halen devletin elinde. Bunlarla birlikte enerji, bankacılık ve telekom sektöründeki şirketler özelleştirme kapsamında.
Diğer Orta Avrupa ülkeleri gibi Slovenya da bir turizm cenneti. Yılda ortalama 1.5 milyar euro turizm geliri var. Ancak başta Alman, İtalyan ve Avusturyalıların günübirlik ziyaret ettiği Slovenya’da, turistik tesislerin çoğu eski ve yatak kapasiteleri yetersiz. Bu nedenle Slovenya’da Türk turizmcilere ciddi iş imkanı var. Türk Hava Yolları, Lubliyana’ye (Ljubljana) haftada 5 gün uçuyor.
1999 yılında 86 milyon dolar olan Türkiye-Slovenya dış ticareti, 2008’de 892 milyon doları geçti. Ekonomik kriz nedeniyle 2009’da 844 milyon dolara geriledi. Daha ayrıntılı bilgiler, Slovenya Ticaret ve Yatırımı Destekleme Ajansı’nın www.investslovenia.org sitesinden alınabilir.
- Başkenti Lubliyana
- Nüfusu 2 milyon
- Para birimi Euro
- İhracatı 26.5 milyar dolar
- İthalatı 29.5 milyar dolar
KOSOVA
Türklere vize yok.
Sırbistan’dan ayrılarak 2008’in şubat ayında bağımsızlığını ilan eden Kosova, AB’ye üye olmamasına rağmen resmi para birimi olarak euro’yu kullanıyor. Ülkenin AB ile serbest ticaret anlaşması var. Arnavutluk ve Makedonya’yla da bu anlaşmayı imzaladılar. Türkiye’yle ise görüşmeler sürüyor. Ancak biz tek taraflı olarak gümrük uygulamasını kaldırdık.
Kosova da Türk vatandaşlarına vize uygulamayan ülkeler arasında. Türk Hava Yolları, Kosova’nın başkenti Priştine’ye günde bir kez karşılıklı olarak sefer yapıyor.
Türkiye ile Kosova arasındaki ticari ve ekonomik ilişkiler artış eğiliminde. 2007 yılında 120 milyon dolar olan Türkiye’nin ihracatı, 2009’da 277 milyon dolara ulaştı. Buna karşılık Türkiye, bu ülkeden geçen yıl 10 milyon dolarlık ithalat yaptı. Türkiye, Kosova’dan kauçuk ve ham deri alıyor. Bu ülkeye yapılan ihracatın önemli bölümünü ise tekstil ve gıda ürünleri oluşturuyor.
Dış ticareti ve ekonomik ilişkileri geliştirmek üzere 1 Temmuz 2008 tarihinde Kosova-Türkiye Ticaret Odası kuruldu. Ancak iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerde bu sıralar, dış ticaretten çok Türk firmalarının bu ülkedeki yatırımları ön planda. Çalık Holding’in iştiraki olan ve merkezi Arnavutluk’ta bulunan Banka Kombetare Tregtare’in (BKT) Kosova’da 12 şubesi var. Demir-çelik sektöründe faaliyet gösteren Kürüm Holding’in ise bu ülkede “Kosova e Re” ismiyle sigorta şirketi var. Merkezi Afyonkarahisar’da bulunan Özerler Holding’in NewkoBalkan LLC isimli şirketi de 2006 yılından bu yana konveyör band, V kayışı ve kord bezi üretiyor.
Kosova’ya son olarak Limak Holding yatırım yaptı. Priştine Uluslararası Havalimanı’nın 20 yıllık işletme hakkını özelleştirmeden devralan Limak, havalimanına 2012 yılına kadar 140 milyon euro’luk yatırım yaparak yıllık yolcu kapasitesini 1.4 milyondan 4 milyona çıkaracak.
Özelleştirme çalışmalarının sürdüğü Kosova’da gıda işleme, madencilik, enerji, ağaç işleme, tekstil, turizm ve inşaat sektörlerinde yatırım imkanları bulunuyor. Ülke, 14 milyar ton linyit rezervine sahip. Ayrıca altın, gümüş, nikel kaynakları da bulunuyor.
Turizm sektöründe de büyük potansiyel var. Kosova’nın özelikle kış turizmine elverişli birçok bölgesi bulunuyor. Kaplıca bakımından da zengin olan ülkede turizme yönelik yatırım yapılabilir. İnşaat sektöründe ise otoyol, demiryolu, konut ve okul yapımı amacıyla birçok proje başlatılmış durumda.
- Başkenti Priştine
- Nüfusu 2 milyon
- Para birimi Euro
- İhracatı 200 milyon euro
- İthalatı 1.6 milyar euro
- Başar ARIOĞLU / Türk-Sloven İş Konseyi Başkanı
“İşbirliğini Arttırmalıyız”
Slovenya’nın kişi başına milli geliri 30 bin dolar. Ekonomik krize rağmen bu ülkeyle dış ticaretimiz 86 milyon dolardan 860 milyon dolara çıktı. İhracatçı firmalarımız Slovenya’yı üs olarak kullanabilir. Avrupa’ya denizyoluyla ihracat yapan firmalarımız İtalya’nın Trieste limanını kullanıyor. Ancak bu liman çok yoğun. Oysa Slovenya’nın Koper Limanı çok daha uygun.
Slovenya’yla daha çok otomotiv sektöründe işbirliği içindeyiz. Bunu mobilya, tekstil, inşaat sektörlerine de yayabiliriz. Slovenlerle 2007 yılından bu yana birçok iş forumu düzenledik. Hem Türkiye’den hem de Slovenya’dan birçok firma katıldı. Her iki ülke firmaları da işbirliğine açık.
Ahmet AKBALIK / Makedonya Fahri Konsolosu
“Türk Firmalarına Bedava Arsa Var”
Makedonlar, tarihi ve kültürel yakınlıktan dolayı Türk firmaların yatırım yapmasını istiyor. Yatırımcılara bedava arazi veriyorlar. Bu yılın sonunda AB’yle gümrüklerin kaldırılması gündemde. Hükümet, yasaları AB’yle uyumlu hale getirebilmek için sürekli revizyon yapıyor.
Makedonya, Türkiye’yle yakın ilişki içinde. Bizdeki organize sanayi bölgelerini model alıp ona göre yatırım yapmak istiyorlar. Ülkenin perakende sektöründe çok ciddi boşluk var. Türk markaları bunu mutlaka değerlendirmeli.
Makedonya, Avrupa’ya yakınlığından dolayı özellikle ara malı üretimi için çok elverişli bir ülke. Gelir vergisi neredeyse sıfır düzeyinde. Makedonların silikon vadisi benzeri bir projeleri var. Bilişim ve yazılım şirketlerine de bu ülkede yatırım imkanı doğabilir. Enerji sektöründe de potansiyel var. Türk şirketleri hidroelektrik santrali kurup işletebilir.
Yılmaz YILMAZ / Birleşmiş Markalar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
“Yeni AVM’ler Kuruluyor”
Yugoslavya’dan dağılan ülkeler, görüldüğü kadarıyla perakende sektörü açısından uygun pazarlar. Avrupa’nın gelişmiş ülkelerine yakın olmalarına rağmen halen bakir durumdalar. Mağaza açmak için uygun dükkan bulunabiliyor. Son dönemlerde alışveriş merkezleri (AVM) de kurulmaya başladı. Bu ülkelerin önemli şehirlerinde şu anda yatırım aşamasında olan birçok AVM var. Mağaza açma konusunda üyelerimizin birlikte hareket etmeleri için BMD olarak bazı projeler gerçekleştirdik. Önümüzdeki dönemlerde bu ülkelere ağırlık vereceğiz.
Türkiye’deki Fahri Konsoloslar
- Bosna Hersek Ahmet Kemal Baysak 0232 3281890
- Karadağ Akkan Suver 0212 2130556
- Makedonya Ahmet Akbalık 0242 7152334
- Sırbistan Metin Akdurak 0232 4419181
- Slovenya Başar Arıoğlu 0216 3219000
- Hırvatistan Candan Çorbacıoğlu 0232 4462870
- Kosova’nın Türkiye’de fahri konsolosu bulunmuyor.
Özbey Men’in haberi – Para Dergisi